Evren oluştuğunda doğdu, insanlığı ısıttı, ona ışık verdi, renkli ışınlar, titrek alevleri aydınlatıyor, parlak, güçlü ve göz alıcı. | TED | فقد وُلد عندما تم تشكيل الكون، البشرية الرقيقة، أعطته الضوء، وأشعة ملونة تنير وميض جمرة براقة وقوية ورائعة. |
Şimdi buraya geliyor ve beni göz alıcı bir sürtüğe dönüştürmeden önce araya girmene ihtiyacım var. | Open Subtitles | لذلك هي ستأتي الان واحتاج منك ان تتدخلي عندما تحاول ان تلبسني مثل عاهرة براقة |
Evet ama dişinizdeki tartarı temizler, göz alıcı beyazlık kazandırır. | Open Subtitles | نعم، وسوف يزيل القلح ويعطيكِ كسوة مشعة |
Ne elemek bu? göz alıcı. Kafiyeli olmalı. | Open Subtitles | ما الكلمة التي تعني " مشعة " ولها نفس القافية؟ |
Tayvan ve Hong Kong'ta, seçim zamanı göz alıcı, dikkat çekici sokak tiyatroları yapılıyor. | TED | في تايوان وهونغ كونغ، يوجد عرض، عرض مبهر وجذاب في مسرح الشارع للانتخابات. |
En son dakikaya kadar bekler ki göz alıcı bir giriş yapabilsin. | Open Subtitles | تنتظر إلى آخر لحظة ممكنة لتتمكن من الدخول بشكل مبهر |
Paris'in en göz alıcı çıplakları! | Open Subtitles | أروع صور التعري في (باريس) |
göz alıcı güzellikteki ayın usulca yarına ışık tuttuğunu ve giderek daha da, daha da, güçlü aydınlattığını? | Open Subtitles | بهُدُوءٍ وبِضوءِ القمر سَيُشرِقُ غدٌ واعد .أقوى وأقوى إشراقا |
Başlarda bunu yapmaktan korkuyordum fakat sonrasında fark ettim ki, öyle süslü, göz alıcı bir hayatım yok. | Open Subtitles | في البداية كنت خائفاً لأفعل ذلك ولكن كلما فكرت في ذلك أكثر, أدرك بأن ليس لديَّ حياة فاخرة براقة |
- Gerçekten göz alıcı. | Open Subtitles | انها براقة بالفعل |
Olivia hiç olmadığın kadar göz alıcı görünüyorsun. | Open Subtitles | أوليفا تبدين براقة كعادتك |
göz alıcı ve zengin. | TED | براقة وغنية. |
Ne elemek bu? göz alıcı. Kafiyeli olmalı. | Open Subtitles | ما الكلمة التي تعني " مشعة " ولها نفس القافية؟ |
Hayır, göz alıcı. | Open Subtitles | لا , بل أنتي مشعة |
- göz alıcı... | Open Subtitles | مشعة |
Çok göz alıcı. | Open Subtitles | إنها مشعة |
Ama hey Allah'ım neydi o çok göz alıcı ve baş döndürücü bir tipim, öyle mi? | Open Subtitles | حتى إن حاولتي أن لا تفعلي، كم أنا متألق بشكل سىء، و مبهر بشكل لا يصدق، أليس كذلك؟ |
Şey..."göz alıcı" epey büyük bir laf olduğu için ondan sonrasına dikkat edemedim. | Open Subtitles | حسناً.. كلمة"مبهر" كلمة كبيرة جداً، لذا لم أعد أنتبه لما بعدها. |
Ekipmanla göz alıcı bir şey yapmak istedin. | Open Subtitles | أردتِ عمل شيء مبهر |
Paris'in en göz alıcı çıplakları! | Open Subtitles | أروع صور التعري في (باريس) |
göz alıcı güzellikteki ayın usulca yarına ışık tuttuğunu ve giderek daha da, daha da, güçlü aydınlattığını? | Open Subtitles | بهُدُوءٍ وبِضوءِ القمر... سَيُشرِقُ غدٌ واعد... . |