Deneylerimizi 1999 senesinde, 1.5 yıl süren bir biyoetiksel gözden geçirme sebebiyle geciktirdik çünkü yapay türler üretip üretmememiz gerektiğine karar vermeye çalıştık. | TED | لقد قمنا بتأخير تجاربنا عام 1999 حتى أكملنا مراجعة أخلاقيات العلوم الحيوية بعد عام ونصف حول هل يجب علينا محاولة صنع كائنات إصطناعية. |
Esaslı bir tekrar gözden geçirme olmadan bulguların açığa çıkmaması, konusunda bir karar alınmıştır. | Open Subtitles | هناك عزم بعدم التصريح بأي من النتائج حتى تتم مراجعة كل حالة بدقة |
Planı gözden geçirme zamanı geldi. | Open Subtitles | حان الوقت لأعادة التفكّير في خطط سفرك. |
Planı gözden geçirme zamanı geldi. | Open Subtitles | حان الوقت لأعادة التفكّير في خطط سفرك. |
Temyizi kaybettim. Yeniden gözden geçirme talebi reddedildi. | Open Subtitles | . خسرتُ الإستئناف خسرتُ فرصة إعادة النظر في القضية |
Hepimiz için yeme alışkanlıklarımızı gözden geçirme vakti geldi; | Open Subtitles | لقد حان الوقت لكل واحد منا إلى إعادة النظر في عاداتنا الغذائية، |
Yeniden bir gözden geçirme yapabiliriz. | Open Subtitles | حسنا، حسنا ربما يجب علينا التفكير بالموضوع مجددا |
Esaslı bir tekrar gözden geçirme olmadan bulguların açığa çıkmaması, konusunda bir karar alınmıştır. | Open Subtitles | هناك عزم بعدم التصريح بأي من النتائج حتى تتم مراجعة كل حالة بدقة |
Sizi üzmek veya endişelendirmek istemiyorum ama birisi bize yeni bir bilgi ile geldiği zaman davayı gözden geçirme mecburiyetimiz var. | Open Subtitles | لا أريد إثارة استياءك أو قلقك لكن حينما يأتينا أحدهم بمعلومات جديدة، يكون علينا مراجعة القضية |
Ve yapılar tasarlamamız lazım, yaptığımız herkesin kendi gözden geçirme sürecini tanılmayabileceği sosyal yazılımlar geliştirmek, bunlara lensler diyoruz, | TED | ونحتاج لأن نقدر على تصميم هياكل وما نفعله هو تصميم برمجيات إجتماعية للسماح لكل شخص ببناء عملية مراجعة الأقران خاصتهم ونسمي هذه الأشياء بالعدسات |
ve basitçe herkesin kendi gözden geçirme sürecini geliştirmelerine yarıyor, ki depoda önemli olduğun düşündükleri içeriğe yoğunlaşabilsinler. | TED | وفي الأساس ما تسمح به هو أن تتيح لكل شخص هنا بتطوير عملية مراجعة الأقران خاصتهم، بحيث يمكنك التركيز على محتوى المخزن الذي تعتقد أنه مهم حقاً |
Fakat algıyı geliştirmeye yarayan bu yöntemin, bölücü olmasına gerek yok. Bakma anlamında bir gözden geçirme gerektirmiyor. | TED | لكن هذه الطريقة لتحسين الإدراك ... لا تحتاجُ لتكون مدمرة، ولا تقتضي بالضرورة إجراء مراجعة شاملة عند النظر. |
- Davayı gözden geçirmemize gerek yok. - Bu gözden geçirme değil. | Open Subtitles | لا نحتاج إلى مراجعة القضية - هذه لَيست مراجعة - |
Önceki kararımı gözden geçirme gereğini duydum. | Open Subtitles | شعرت أنه يجب إعادة النظر في موقفي السابق |
Belki de ifadeni gözden geçirme vaktin gelmiştir. | Open Subtitles | ربما حان الوقت بالنسبة لك إلى إعادة النظر في قراركم قبل اتخاذ موقف . |
Pasifik'teki durum ABD'nin zihnini kurcalayadursun donanma komutanları Atlantik'teki taktiklerini yeniden gözden geçirme hevesindeydiler. | Open Subtitles | رغـم هـزائمـهم المتتاليـه ..فى ساحة المحيط الهادئ ...إلا أن القياده العليا للبحريه الأمريكيه ... الأن على وشك إعادة النظر تجاه... |
Yeniden bir gözden geçirme yapabiliriz. | Open Subtitles | حسناً 0 حسناً ربما يجب علينا التفكير بالموضوع مجدداً |