| Hatta Gözlerindeki o ışıkla Tanrı'nın seçtiği kişi olduğuna, bir Stuart'ın yeniden tahta çıkması hayalini gerçekleştirmeye muktedir olabileceğine iyi insanları inandırıp kandırabilir. | Open Subtitles | وهناك بريق في عينيه يخدع الرجال ليقنعهم بأنه من أختاره الرب. مقدر له لتحقيق الحلم |
| Ve sonra, Gözlerindeki o korkunç bakışla üstüme gelmeye devam etti. Kızgın ve vahşiydi! | Open Subtitles | ثم تقدم نحوي و في عينيه نظرة مرعبة |
| Gözlerindeki o büyük aşk ve.. ..umutla. | Open Subtitles | .. وأرى الحبّ في عينيه و الأمل |
| Mutfakta otururken seni gördüğümde camdan bakıyordun ve Gözlerindeki o görüntü tam bir umutsuzluk gibi görünüyordu. | Open Subtitles | عندما أراكِ جالسة في المطبخ، محدقةً في النافذة، وأرى تلك النظرة في عينيكِ staring out the window, and the look in your eye, نظرة اليأس التام تلك التي بعينيكِ |
| Ama Gözlerindeki o hırsı gördüm. | Open Subtitles | لكنى رأيت الطموح بعينيكِ |
| Gözlerindeki o bakış daha önce de vardı. | Open Subtitles | كانت عنده هذه النظرة في عينيه من قبل. |
| Gözlerindeki o fark etmişliği gördüm ben. | Open Subtitles | لقد لمحت نظرة اكتشاف في عينيه |
| Gözlerindeki o bakışı | Open Subtitles | * النظرة التي كانت في عينيه * |
| * Gözlerindeki o bakış mı sebebi * | Open Subtitles | * هل هي النظرة بعينيكِ ؟ |