Bu baskıcı hayaletler çok inatçı ve güçlüdürler. | Open Subtitles | هؤلاء الأشباح الطغاة متعنتون إنهم أقوياء للغاية |
Aslında birbirlerine ait değillerdir ama birlikteyken olağanüstü güçlüdürler. | Open Subtitles | الذي لا يتنموا فعلاً لبعضهما ولكن سوياً يكونا أقوياء جداً |
Aşırı güçlüdürler ve kontrol edilmeleri zordur tıpkı melek tozu almış gibi. | Open Subtitles | كانوا أقوياء للغاية، ولم نستطع السيطرة عليهم كما لو أنهم تناولوا حبوب الهلوسة |
Çok güçlüdürler. Gözlerinin içine baktığınızda, ...ruhlarınızı ele geçirebilir. | Open Subtitles | لقد كانوا أقوياء ، إذا نظرت إلى عينها ستاخذ روحك |
Oradakiler insanları kabul ediyorsa, güçlüdürler demek ki. | Open Subtitles | طالما القوم هناك يضمّون الناس ويكنفونهم، فهم حتمًا أقوياء. |
Oradakiler insanları kabul ediyorsa, güçlüdürler demek ki. | Open Subtitles | طالما القوم هناك يضمّون الناس ويكنفونهم، فهم حتمًا أقوياء |
Onlar bunun için son derece dayanıklı ve güçlüdürler. Şimdi söyle bakalım: | Open Subtitles | فهم أقوياء على ذلك والأن قولى ذلك الأن |
Doğru değildir. Cesurdurlar çünkü güçlüdürler! | Open Subtitles | هذا ليس صحيحاً، إنهم شجعان لأنهم أقوياء |
Flint'le Silver beraberken çok güçlüdürler. | Open Subtitles | إنهم أقوياء عندما (يتحد (فلينت) و(سيلفر |