Proje, önceden gittiğim yerlerin ötesine geçti ve bu sanatın gücünü gösteriyor. | TED | ارتحل المشروع أبعد من الأماكن التي زرتها من قبل، مما أظهر قوة الفن. |
Çünkü bu risk, birinin kalbinin gücünü gösteriyor. | TED | لأن تلك المخاطرة تكشف مدى قوة قلب الفرد منا. |
Ki bu da iyi bir hikaye anlatıcının gücünü gösteriyor. | Open Subtitles | وهذا يقول الكثير عن قوة سرد القصص الجيدة |
İşte bu tam da eşikte yaşayan bir insanın gücünü gösteriyor. | TED | وهذا يدل تماماً على قوة الشخص الحدية. |
Şimdi size mum problemini kullanan bir problemden bahsetmek istiyorum. Sam Glucksberg isimli bir bilimadamı tarafından yapıldı ve kendisi şu anda ABD'deki Princeton Üniversitesinde çalışmaktadır. Bu deney, teşviklerin gücünü gösteriyor. | TED | أريد أن أخبركم الآن عن تجربة تتضمن لغز الشمعة، قام بها عالم يدعى سام جلاكسبيرغ، وهو حالياً في جامعة برنستون في الولايات المتحدة. توضح هذه التجربة قوة التحفيز. |