O kadar güldüm ki burnumdaki bir kan damarı patladı. | Open Subtitles | ضحكت بشدة إلى أن انفجر وعاء دموي بأنفي، أنا بخير |
Senin yüzünden, senin olgunlaşmamış muzipliğine güldüm. | Open Subtitles | ذلك ذنبك، ضحكت بدون قصد على دعابتك الطفولية. |
Ama ben başımdan savdım. güldüm, espri yaptım. | Open Subtitles | لكنني لم أغضب أبداً لقد ضحكت ومزحت ونجحت |
Senin yüzünden ağlayıp zırlayan bütün o kızları temsilen güldüm. | Open Subtitles | أضحك كممثلة لكل هؤلاء الفتيات الذين بكوا و تذمروا بسببك. |
Ona bakarken güldüm ama bir yandan da kalbim cız etti. | Open Subtitles | بمجرد النظر إليه أشعر برغبة في الضحك ولكنه أيضاً مثير للشفقة |
Kendi eğleniyormuş gibi görünmüyordu, ama ben anlattıklarına çok güldüm. | Open Subtitles | ولا يمكن ان تتخيل كم كان هزليا. ظللت اضحك حتى اصابنى الارهاق. |
Gece o kadar güldüm ki karnıma ağrılar girdi. Evet. "Beyaz Kocakarı Çıldırdı"yı çok beğendim. | Open Subtitles | لقد ضحكت بشدة طوال الليل, إنها تغيظ الذئاب حقاً |
Daha önce güldüm. O pijamalara, çok güldüm. | Open Subtitles | عن تلك االبنطلونات الفضفاضة ، ضحكت كثيرا. |
Komik bir durumdu. Ben güldüm, o güldü. | Open Subtitles | لقد كانَ الأمر مضحكاً فقدْ ضحكت ، وضحكَ هو |
O kadar güldüm ki altıma kaçırmış olabilirim. | Open Subtitles | في الحقيقة لقد ضحكت بقوة لدرجة أعتقد أنني توبلت على بنطالي |
Ama ben çok güldüm. Bana çok etkileyici geldi. | Open Subtitles | لكنني ضحكت كثيرا إعتقدت أن الأمر كان فاتنا |
O kadar güldüm ki, kuyruklarım fırlayacaktı. | Open Subtitles | لقد ضحكت كثيراً ذيولي كانت على وشك الخروج |
Bütün salakça şakalarına güldüm. | Open Subtitles | . سمحت له ان يقفز على السرير . ضحكت على كل نكته الغبية |
güldüm çünkü genellikle çocukların söylediği bir şeyi söyledin. | Open Subtitles | ضحكت لأنك قلت شيء تضحك عليه الأطفال عادةً |
Kısa cümleler kurdum, şarkı söylemedim, güldüm gülümsedim, telâfi seksi istiyorum dedim, ve işe yaradı. | Open Subtitles | لقد تكلمت بجمل قصيرة، ولم أغني ضحكت وابتسمت، وقلت انني بحاجة لجنس انتقالي وقد فلح ذلك، تماماً لقد دعاني للخروج |
Geçtiğimiz birkaç hafta içinde çok güldüm, bir sürü şey yaptım. | Open Subtitles | في الأسابيع الماضية ضحكت أكثر وعملت أكثر |
Ve sonra farkına vardım ki bendim, bilirsiniz, ve bir şekilde güldüm. | TED | ثم أدركت أنه أنا، تعلمون، جعلني ذلك أضحك قليلا. |
Konuştum, güldüm ve sadece burada olmak bile bana çok şey öğretti. | Open Subtitles | هنا كنت أضحك وأتحدث كثيراً فقط لوجودي هنا |
Ayakta izledim. O kadar çok güldüm ki karnım ağrıyor. Cidden. | Open Subtitles | لقد كنت اقف هناك و قد تعبت من كثرة الضحك |
Bense nefes alamıyordum, O kadar çok güldüm. | Open Subtitles | بالنسبه لي لم اكن استطيع التنفس بسبب انني كنت اضحك بشكل قوي |
Sırtımı sıvazladılar, avukatlığa giriş sınavındı dediler ben de onlarla güldüm ama aslında hiç hoşuma gitmemişti. | Open Subtitles | أنهم طبطبوا على ظهري، وقالوا أنه مجرد أختبار لتحمل صبري. وضحكت معهم لكن كما تعلمين لم يسير الأمر بخير معي أبداً. |
Holokost inkarını ilk duyduğumda kahkahayla güldüm. | TED | أول مرة سمعت فيها عن نكران المحرقة، ضحكتُ. |
Ama ben yalnızca güldüm ve devam etsinler diye yalvardım! | Open Subtitles | فضحكت وطلبت منهم الأستمرار بالأمر |
O kadar güldüm ki neredeyse içkimi Boof Daddy adında birinin üstüne döküyordum. | Open Subtitles | ضَحكتُ صعبَ جداً سُكِبتُ ي تقريباً خمر على شخص ما سَمّى أبَّ Boof. |