Başkan olduğun zaman, sen gümüşten altına döneceksin, ama ben son konumumda kalmalıyım, öyle mi? | Open Subtitles | عندما تصبحين رئيسا اسمك الفضة هذاسيتحول إلى ذهب لكنني يجب أن أبقى في منصبي القديم؟ |
Tahminim parlatılmış gümüşten yapılmış. | Open Subtitles | أعتقد أنها مصنوعة من الفضة أو شيء من هذا لا أعرف يا شباب أنتم لم تربحوا |
Fakirlere para harcatmak için gümüşten iyisi yoktur. | Open Subtitles | . لا شئ يغرى الفقراء مثل أمالهم فى الحصول على الفضة |
tatlı bayan, bir kavanoz alın. pirinç ve gümüşten daha iyi kavanoz yoktur. | Open Subtitles | سيدتي الجميلة، إشتري وعاءً. أفضل الأوعية النحاسية أو الفضية |
Kurşunu boynumda, gerçek gümüşten yapıldığı için saklıyorum. | Open Subtitles | وأظل الكرة حول عنقي لأنه هو محض رصاصة فضية. - |
Parlak gümüşten çatallarımız olduğu için...- ...yemeğimizi uygar insanlar gibi yememizi istiyorum. | Open Subtitles | والأن بما إنه لدينا طاقم فضي فاخر أريد أن نأكل مثل الشعب المتحضر |
Bu oranlar merminin takılık gümüşten yapıldığını gösteriyor. Ve takı amaçlı gümüş yüksek erime sıcaklığına sahiptir. | Open Subtitles | ممتلكات عناصر متوافقة مع جواهر فضة مسبوكة |
Komşularımızla olan barışımız gümüşten çok daha değerlidir. | Open Subtitles | لإبقاء السلام بين الجيران وهذاأغلىمن الفضة, |
Çatal-bıçaktan gümüşe dönmelerinin en zor kısım olduğunu ama gümüşten, çatal-bıçağa dönmelerinin ise en kolay kısım olduğunu sanıyordum. | Open Subtitles | ظننت بأن تحويل الفضة إلى طاقم فضي سيكون الجزء الصعب وبأن تحويل الطاقم الفضي للفضة سوف يكون سهلا |
Teşekkürler, ama erkek arkadaşımın gümüşten hoşlanacağını sanmıyorum. | Open Subtitles | شكراً .ولكن لا أعتقد أن صديقي الحميم يحب الفضة |
Doğru ya, kapılar gümüşten ve hepiniz vampirsiniz. | Open Subtitles | صحيح ، لانها مصنوعة من الفضة وانتم مصاصي دماء |
...bronzdan, gümüşten ve hatta nadir de olsa deniz kabuklarından. | Open Subtitles | امتلكت البرونز أو الفضة وحتّى الأصداف البحرية النادرة ولكن ما فعله الليديون للمرة الأولى |
Sonra da gümüşten bir sarayda yaşamışlar. | Open Subtitles | تزوج ثلاثة أميرات. وعاشوا في قصر مصنوع من الفضة. |
Bundan sonra gümüşten yapılan eşyalar konusunda kaygılanmanız gerekecek. | Open Subtitles | هناك أشياء كعدم استطاعتك استعمال المنضدة الفضية المقلقة |
Peki, daha önce de gümüşten eşyalar kullanmazdım zaten, bu yüzden sorun olacağını sanmam. | Open Subtitles | حسناً, أنا لن أستعمل أبداً المنضدة الفضية على أيةِ حال , لذا ليست هناك مشكلة |
Büyükelçimiz Kang So Song'a saygımızı göstermek için altın ve gümüşten cüppe yaptırmalıyız. | Open Subtitles | نحنُ يجبُ علينا تصميمُ سُتراتً فضية و ذهبية لأجل سفيرنا "كانغ سو سونغ" لأظهار أحترامنا له |
Kişi başına 20 gümüşten 30 kılıçlım var. | Open Subtitles | عندي ثلاثون سيفاً و عشرون رأساً فضية |
Altın ve gümüşten yığınlar, yerden tavana kadar yükseliyordu. | Open Subtitles | جبال من ذهبٍ و فضة , كانت مكدسة من الأرضية إلى السقف |
Kafası altından, omuzları gümüşten büyük bir heykel. | Open Subtitles | تمثال كبير رأسه من ذهب وأكتافه من فضه |
O gümüşten. | Open Subtitles | انها فضّية. |
Eşi de gerçek gümüşten kol düğmesi almış. | Open Subtitles | وهي إشترت أزرار أكمام القميص الفضيّة |
Sende ki ise bir taklit. Gerçek olanı kursun ve gümüşten yapıImıştır, ve çok değerlidir. | Open Subtitles | طائرك زائف، إذ أن الحقيقيّ يُصنع من الفضّة والرصاص ويُهدى لغرض. |
Öyle bir şey teklif etmeliyim ki benim için altından ve gümüşten daha değerli olmalı. | Open Subtitles | يجب أن أعرض عليهم شيء أغلى عليَّ بكثير من الذهب والفضة. |
Senin kafesinin neden gümüşten yapılan tek kafes olduğunu anlamaya başladım. | Open Subtitles | بدأتُ أفهم لماذا قفصك الوحيد المصنوع مِنْ فضّة |