| gümrükte kayıtların tutulduğu bir veritabanı olmalı. Bana hemen bir isim bul. | Open Subtitles | يجب أن يكون لدى الجمارك قاعدة بيانات فلتحصل لى على اسم إذن |
| gümrükte aranıyorsun, o yüzden sana yeni pasaport çıkarttım. | Open Subtitles | ستتأخرين عند الجمارك لذا جلبت لكِ بعض الصحف الجديدة. |
| Uçağa girmek için son üç saattir gümrükte bekliyormuş. | Open Subtitles | لقد كان في الجمارك خلال الثلاث ساعات الماضية يرتيب أموره للرحلة |
| Yardımcı olamadım ama sanırım gümrükte birileri işini yapmıyor. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أفكر إلا في أن شخصاً ما في الجمارك لم يقم بعمله |
| Hiç kimse gümrükte kravat almak için dolaşmaz. | Open Subtitles | لا أحد يتم توقيفه في الجمارك من أجل ربطات العنق |
| Babasının verdiği paraya gümrükte el konduğunu söylüyor. | Open Subtitles | تقول أنّ المال الذي أعطاه والدها لهم قد صودر عند الجمارك |
| gümrükte küçük bir içeri alınma, yaşamış olabilirim. | Open Subtitles | خضعت لتفتيش عادي من قبل الجمارك في المطار |
| En kötü senaryoya göre, gümrükte durdurulurlar. | Open Subtitles | أسوأ احتمال, هو أن تقوم الجمارك بتفتيشهما |
| gümrükte adamlarım var, yeşil yoldan geçeceksiniz. | Open Subtitles | ,لدي بعض الرجال في الجمارك اذهب عبر الممر الأخضر وستعبر |
| Limanda tutmak için her yolu deniyoruz. Tamam. gümrükte sorun çıktı deyin, bomba ihbarında bulunun. | Open Subtitles | ،حسناً، أخبريهم أن الجمارك طلبت دعمنا بدعوى تهديد بوجدود قنبلة |
| gümrükte sorun çıkarırlarsa spor araba alacağını söyle. | Open Subtitles | ،إنْ سألك ضباط الجمارك أخبرهم فقط أنك ستشتري سيارات رياضية |
| üzgünüm.biz sadece sana gümrükte yardımcı olmak istemiştik. | Open Subtitles | على أن أذهب إلى المكتب آسفة , في الواقع لقد تعقدت الأمور في الجمارك , لانهم أعتقدوا |
| Pekâlâ beyler, Romanya Büyükelçiliği Başmüsteşarı'nın oğlu, Bükreş'e giderken üstünde yaklaşık bir buçuk kilo marihuana ile gümrükte yakalanmış. | Open Subtitles | إذًا يا سادة.. الجمارك أوقفت لتوها إبن نائب رئيس البعثة الرومانية |
| Mundo'nun gümrükte çalışanlarla iyi bağlantıları var. | Open Subtitles | موندو لديه إتصالات و معارف كثيره في الجمارك. |
| Hükümet 10 yıl boyunca gümrük yöneticilerini değiştirip durdu ve son 4-5 yıldır rüşvet fonlarını gümrükte saklıyor. | Open Subtitles | أعادت الحكومة تعيين مدراء جُدد للجمارك منذُ 10 سنوات. و أبقوا تلكَ الأموال في الجمارك طوال تلك السنوات. |
| gümrükte bulunduğumuz sırada ihracat yapan bir kargo şirketi uyduracağız. | Open Subtitles | سنقوم بإنشاء شركة تصدير للبضائع عندما نكونُ في الجمارك. |
| Kanada gümrükte kayak çantamda birkaç tane reçeteli ilaç buldular. | Open Subtitles | حسنا ً,الجمارك الكندية وجدت ادوية بوصفات طبية في حقيبتي |
| gümrükte yapacakları ufak bir inceleme bile hükümete çalıştığımızı gösterecektir. | Open Subtitles | حتى لمحة خاطفة على الجمارك سوف تظهر نحن متعاقدين مع الحكومة. |
| Wi-Fi alıcısı, gümrükte sıkı incelenirse, yakalanabilir diye endişeleniyorum. | Open Subtitles | أنا أشعر بالقلق من أن أه قد يكون المتلقي واي فاي، و اه، الكشف عن إذا تم تفتيشها بشكل وثيق للغاية من قبل الجمارك. |
| Ben asayişteyim, gümrükte değil. Ama tanıdığım biri var. Sorabilirim... | Open Subtitles | اسمع، أنا لا أعمل في الجمارك ولكنني أعرف رجلاً |