Perşembe gecesi onun adına büyük bir doğum günü yemeği vereceğiz. | Open Subtitles | الستون بالفعل؟ مذهل سنتناول عشاء عيد ميلاد ضخم لأجله ليلة الخميس |
Düşündüm de, eğer ona ufak bir doğum günü yemeği yaparsak, güzel olur. | Open Subtitles | لقد ظننت أنه من اللطيف لو أننا أقمنا حفله عشاء عيد ميلاد لها |
Düşündüm de, eğer ona ufak bir doğum günü yemeği yaparsak, güzel olur. | Open Subtitles | لقد ظننت أنه من اللطيف لو أننا أقمنا حفله عشاء عيد ميلاد لها |
Arka bahçede karahindiba toplayarak saatler geçirebilmelerini seviyorum ve Şükran günü yemeği için onları masanın ortasına güzelce yerleştirebilmelerini. | TED | واحب الطريقة التي يقطف بها الاطفال الهندباء من فناء المنزل .. ومن ثم يضعونها في طبق مرتب لأجل عشاء عيد الشكر |
O yüzden aç ağzını Pam ve bir kaşık dolusu doğum günü yemeği şurubu iç. | Open Subtitles | " حسنا لنتوسع في ذلك يا بام، وخذي ملعقة كبيرة من دواء غداء عيد الميلاد. |
Her güz döneminde, onlara Şükran günü yemeği hazırlamayı öğretirdim. | Open Subtitles | تعودت أن أعلمهم كيفيفة تحضير وجبة عيد الشكر كل خريف |
Tekrar dost olduğunuza sevindim ki bu barda Şükran günü yemeği yiyebiliyoruz. | Open Subtitles | أنا سعيدة لأنّكم عدتم أصدقاء لذا، سنتمكّن جميعاً من تناول عشاء عيد الشكر معاً في الحانة |
Şükran günü yemeği bitene kadar buralarda yokum... | Open Subtitles | مع انني احب البقــاء و الحديث سأسجل خروجي الى مابعد عشاء عيد الشـــكر |
Geleneksel Van Der Woodsen şükran günü yemeği | Open Subtitles | عشاء عيد الشكر السنوي لعائله فان دير وودسن |
Peki 10 kişi için Şükran günü yemeği yapmayı biliyor musunuz? | Open Subtitles | هل تعرف كيف تطبخ عشاء عيد شكر لعشر أشخاص؟ |
Onu bu gece neredeyse kaybediyordum ama tanrıya şükür kendimize ev yapımı bir Şükran günü yemeği verebiliyoruz. | Open Subtitles | كدت أفقدها الليلة لكن بنعمة الرب أننا سنتناول جميعاً عشاء عيد شكر معداً منزلياً |
Bu sene Şükran günü yemeği yiyemedik zaten. | Open Subtitles | ونحن لم نتمكن من الحصول على عشاء عيد الشكر للعائلة هذه السنة |
Düşündüm de belki doğum günü yemeği için Charlie Amca'ma götürsek iyi olurdu. | Open Subtitles | لقد كنت أفكر ربما من الجيد أن ندعوها لبيت عم تشارلي من أجل عشاء عيد ميلاد جميل |
Bak Russell, annem için bu akşam ufak bir doğum günü yemeği vereceğiz, eğer bir işin yoksa, bize katılabilirsin. | Open Subtitles | مهلا، راسل ، أسمع نحن نقوم عشاء عيد ميلاد لأمنا لذا أن كنت لا تفعل شيئاً ألا مانع لديك من الإنضمام لنا |
Düşündüm de belki doğum günü yemeği için Charlie amcama götürsek iyi olurdu. | Open Subtitles | لقد كنت أفكر ربما من الجيد أن ندعوها لبيت عم تشارلي من أجل عشاء عيد ميلاد جميل |
Bak Russell, annem için bu akşam ufak bir doğum günü yemeği vereceğiz, eğer bir işin yoksa, bize katılabilirsin. | Open Subtitles | مهلا، راسل ، أسمع نحن نقوم عشاء عيد ميلاد لأمنا لذا أن كنت لا تفعل شيئاً ألا مانع لديك من الإنضمام لنا |
Birazcık, ama daha önce hiç şükran günü yemeği yapmadım. | Open Subtitles | قليلاً, و لكنني لم أجهز عشاء عيد الشكر ابداً من قبل |
Sevgililer günü yemeği derken romantik bir yemek mi, yoksa iş arkadaşları arasında normal bir yemeği mi kastediyorsun? | Open Subtitles | هل تقول عشاء عيد الحب هل تقصد عشاء رومانسي أو وجبة عشاء عادية بين زملاء ؟ |
Hey... Üç hapishane kanadı için Şükran günü yemeği hazırlardım. | Open Subtitles | طهوت عشاء عيد الشكر لثلاثة أحياء بأكملها |
İçeri girip garsona, romantik bir sevgililer günü yemeği için bir masa örtüsü ve mum istediğimi söylediğimde, neredeyse ağlayacaktı kadın. | Open Subtitles | و سألتها اذا كان بامكانها اعارتي مفرشا للمائدة و شمعة من أجل عشاء عيد حب رومانسي أعني، لقد كانت على وشك البكاء |
Doğum günü yemeği. | Open Subtitles | غداء عيد الميلاد. |
Şükran günü yemeği yapan birisiyle ise hiç. | Open Subtitles | ناهيك عن وجبة عيد شكر كاملة |
Sakıncası yoksa şükran günü yemeği için beni davet etmenizi istiyorum böyle bir davet istemek için biraz geç kaldığımın farkındayım şükran gününde olduğumuzu düşününce fakat, benim için çok endişelenen bir babam var ve burası dışında bir hayatım olduğunu ona göstermezsem burayı asla terk etmeyecek. | Open Subtitles | أود دعوة لمنزلك لعشاء عيد الميلاد وأنا أعلم أن الوقت متأخر جدا بالنسبة لي |