Güneş ışığı ve mutlu düşünceler. | Open Subtitles | ! أفكاراً مشرقة و سعيدة |
Güneş ışığı ve mutlu düşünceler. | Open Subtitles | ! أفكاراً مشرقة و سعيدة |
Güneş ışığı ve karbondioksidi yenilebilir altına dönüştüren tek-hücreli yaşam biçimi. | TED | حياة وحيدة الخلية تحول ضوء الشمس وثاني أكسيد الكربون إلى ذهب يؤكل |
Güneş ışığı ve CO2 metotlardan biri-- | TED | ضوء الشمس وثاني أوكسيد الكربون هي طريقة واحدة -- |
Harika bir keşifte bulundum-- bu çocuklarda, sevgi ve Güneş ışığı ve yemek ve coşku ve Herbie'nin müziğinin tedavi edemeyeceği bir sorun yok. | TED | لقد حققنا اكتشافا مذهلا -- ليس هناك عيب في الاطفال لايمكن للمحبة وضوء الشمس والطعام والحماس وموسيقى هيربي ان تشفيه. |
Bunlar tüm dünyanın vazgeçtiği çocuklar, halk okulundan başarısızlıktan uzaklaştırılan çocuklar; ve sevgi ve Güneş ışığı ve yemek ve iyi müzik ve güvenle neler yapabildiklerine bakın. | TED | هؤلاء اطفال تخلى عنهم العالم اجمع، اخقفوا في المدارس العامة وهذا ما هم قادرون على فعله بالحب وضوء الشمس والطعام و الموسيقى الجيدة والثقة. |
Bu kadim yamalı biçimin oluşmasında başka etkenler de vardı, mesela sahanın topoğrafyası, kuzeye veya güneye bakması, bir sırtta veya vadi tabanında bulunması; yükseltisi, dağın ne kadar yukarısında olduğu ve hava şartları, bölgedeki kar ve yağmur miktarı, Güneş ışığı ve sıcaklık gibi şeyler. | TED | وعوامل أخرى كانت سبباَ في تشكيل هذه الرقعة التاريخية الطبوغرافيا مثالاً، هي ما إذا المكان متجهاً إلى الشمال أو الجنوب هل هو قمة سلسلة جبلية أو قاع واد والارتفاع هو كم يبلغ والمناخ هو ما إذا يهطل على المكان الكثير من المطر والثلج وضوء الشمس والدفء |