Ablam bana bahçe hortumunu belli bir şekilde tutup... güneşe doğru fışkırtırsam... gökkuşağı yapabileceğimi daha yeni öğretmişti. | Open Subtitles | وعلمتني أختي كيف أسقي الحديقة وأن أوجه الماء نحو الشمس لأرى قوس قزح |
Bir şey yapma şansı elde edemeden, biz güneşe doğru düşmüş olacağız. | Open Subtitles | سوف نهوي نحو الشمس قبل أن يجد الفرصة لعمل أي شئ |
Mercan resiflerinin gölgesinde küçük denizanaları dokunaçlarını güneşe doğru açarak ilerliyorlar. | Open Subtitles | في المياه الضحله من الجزر المرجانيه يشير قنديل البحر الصغير لوامسهم نحو الشمس |
güneşe doğru bakmamızı mümkün kılan bu koyu plastik parçaları dağıttılar. | TED | التي سمحت لنا بالنظر إلى الشمس مباشرة بدون إتلاف أعيننا |
Tek bir mercan polipi, altında kireç taşı iskeleti bırakacak şekilde tekrar, tekrar ve tekrar bölünebilir. Aynı zamanda güneşe doğru da büyür. | TED | إن سليلة مرجانية واحدة ستنقسم مرة واثنتين وهكذا، تاركةً هيكلًا كلسيًا أسفلها لتنمو باتجاه الشمس. |
Hepiniz güneşe doğru yürüyüp domuz gibi kızaracaksınız! | Open Subtitles | ستمشون جميعكم في الشمس وتشوون كالخنازير |
Ya uzay-zaman sürekliliğini bozup dünyanın güneşe doğru gitmesine neden olursak? | Open Subtitles | ماذا لو أزعجنا توالي الزمن و الفراغ و قمنا بأرسال الأرض لتندفع نحو الشمس ؟ |
Neden güneşe doğru gittiğimizi merak etmeye başlayabilirim. | Open Subtitles | لذا، أيمكنني أن أتساءل لماذا نتجه نحو الشمس هناك يا صبي؟ |
O kızıl bir güneşe doğru uçuyordu. | Open Subtitles | لقد كان... كان متجهاً نحو الشمس الحمراء. |
Yavaşça güneşe doğru yürüyor | Open Subtitles | تمشى ببطء نحو الشمس |
Göz alıcı güneşe doğru | Open Subtitles | نحو الشمس المشرقة |
Göz alıcı güneşe doğru | Open Subtitles | نحو الشمس المشرقة |
güneşe doğru yol alıyoruz. | Open Subtitles | التوجة نحو الشمس |
Normalde bunlar güneşe doğru yönelirler. | Open Subtitles | عادة النبات يميل نحو الشمس |
güneşe doğru bakan sisli vadinin ortasındaki dağdan gelirken... | Open Subtitles | مثلما صعدت الجبل من وادي الضباب إلى الشمس |
Bu arada A Evreninde Hermes A güneşe doğru gidiyor. | Open Subtitles | في هذه الأثناء في العالم أ هيرميز أ يتوجه إلى الشمس |
güneşe doğru uçarken birçok şey hissettim. | Open Subtitles | شعرت بقدر ماشعرت عندما حلقت باتجاه الشمس. |
Mevsimler için şimdiki açıklamamız, dünya eksenin eğik olması ve böylece her yarı kürenin senenin yarısı güneşe doğru dönmesi. | TED | حالياً، تفسيرنا لظاهرة الطقوس هو أن محور الأرض مائل هكذا بحيث أن كل نصف كرة يكون مائل باتجاه الشمس لمدة نصف سنة وبعيداً عنها لنصف السنة الثاني |
Çünkü ölüm, rüzgarın altında çıplak durmak ve güneşe doğru gitmekten başka nedir? | Open Subtitles | " لما يتطلبه الامر أن تموت ولكنك تقف عارياً " " في الرياح وتذوب في الشمس " |
güneşe doğru bakmak gibiydi. | Open Subtitles | كان الأمر أشبه بالتحديق في الشمس. |
Kuzeye doğru döndük. güneşe doğru gidiyoruz. | Open Subtitles | لقد تراجعنا عن الاتجاة شمالاً نحن الأن فى اتجاة الشمس |