Güney'de Polonyalıların düğünlerini takip ederken ve bir hiçken seni çekip çıkardım. | Open Subtitles | أعطيتك الفرصة حين لم تكن شيئاً تغطي حفلات زواج بولونية في الجنوب |
Biz gece Hobları Güney'de yaşarız ve bizde de oldu. | Open Subtitles | نعم. نحن امنياتنا الليلية نعيش في الجنوب وهو هناك، أيضا. |
Kimi zaman Güney'de olmak nasıl olurdu acaba diye düşünüyorum. | Open Subtitles | بين الحين والآخر، أفكّر بشأن كيف هو العيش في الجنوب. |
Güney'de, Bakü petrol alanlarina dogru gidis Kafkas daglarinda durma noktasina geldi. | Open Subtitles | فى الجنوب توقفت الرغبه فى الوصول الى حقول باكو النفطيه فى جبال القوقاز |
Hedef güvende, güvenliği ayarlayın üç kişi Güney'de geri kalanları Kuzey'de. | Open Subtitles | تم تأمين الهدف , ضعوا بعض الحراسه جندي بالشمال و ثلاثه بالشمال |
Büyük Göç başlamadan önce, Afrika kökenli Amerikalıların %90'ı Güney'de yaşıyorlardı. | TED | قبل بدء الهجرة الكبرى، كان 90 بالمئة من إجمالي الأمريكيين من أصول أفريقية يعيشون في الجنوب. |
Hatta sivil savaş öncesi Güney'de köle Afrikalı çocuklar bile ip atlıyordu. | TED | حتى الأطفال الأفارقة المُستعبدين سابقًا في الجنوب قبل الحرب الأهلية الأمريكية قفزوا بالحبل أيضًا. |
Çocukluğum 80'ler ve 90'larda Güney'de geçti ve o zamanlar okulda Kuzey Kore karşıtı propaganda müfredata dahildi. | TED | وأثناء نمونا في الجنوب خلال الثمانينات والتسعينات روّجوا حملات دعائية عن كوريا الشمالية. |
Bunlar, Jim Crow yasaları tüm etkisiyle ırkçılığı zorla kabul ettirirken çoğunlukla Güney'de 1890'lardan 1950'lere kadar köleliği sürdürmek için savaşmış konfederasyon askerlerini onurlandırmak için dikilmişti. | TED | مُهمتهم تكريم الجنود الحلفاء الذين قاتلوا للحفاظ على العبودية معظمهم في الجنوب من 1890 إلى 1950، عندما كانت قوانين جيم كرو سارية لفصل السود عن الأمريكيين. |
Ben, Harlem'de doğmuş ve yazlarını ayrımlaşmış Güney'de geçirmiş Afrikan Amerikalı bir çöpçünün kızıyım. | TED | أنا إبنة عامل قمامة أمريكي من أصل إفريقي ولد في هارلم وقضي فصول الصيف في الجنوب العنصري. |
Tanguy dedi ki, Güney'de bir yerde sağlık evindeymiş. | Open Subtitles | اخبرني تانغوي بانهم وضعوه في احد المصحات في الجنوب |
Babamdan Güney'de yapılan bütün turnuvaları hep senin kazandığını duymuştum. | Open Subtitles | سمعتُ والدي يقول كيف كنت تفوز .في كُل بطولة تقام في الجنوب |
İşler Güney'de olduğu kadar kötü değildi. | Open Subtitles | اللعنة، لَم تكُن الأمور سيئَة كما كانَت في الجنوب |
Biliyor musunuz, çoğunuzun şunu bilmediğini biliyorum ben... ben Güney'de yetiştim. | Open Subtitles | أتعلمون ، أنا أعرف أن الكثير منكم لا يعرفون أني نشأت في الجنوب |
Bilirsiniz, orada, Güney'de ne zaman radyoyu açsanız Grand Ole Opry'yi duyarsınız. | Open Subtitles | أتعرفون ، كل مرة تفتحون فيها المذياع هناك في الجنوب تسمعون جراند أول أوبري |
Güney'de rafineri sorunu var. - O yüzden dikkatimizi ham petrole verelim. | Open Subtitles | هناك بعض مشاكل معامل التكرير في الجنوب لذا فل نضع تركيزنا على الزيت المتوسط الصنع. |
Güney'de özgürlüklerini, hür iradelerini kazanmak için sürekli bir mücadele halinde olan şeyle bağlantılı. | Open Subtitles | هناك صراع المستمر على جزء من الأمريكيين من أصل أفريقي في الجنوب للمطالبة بحريتهم، حريتهم. |
Sokaklarda yaşayan dilencileri, evsiz insanları... ve Güney'de zencilerin yaşadığı varoş mahallelerini görmezsiniz. | Open Subtitles | لن ترى الشّحّاذين في الشّوارع, المشرّدون ... مدن الأكواخ الزّنجيّة فى الجنوب |
Meselelerimiz Güney'de buradan başlıyor. | Open Subtitles | يجدر ان تبدا هنا فى الجنوب |
Güney'de savaşta. | Open Subtitles | انة فى حرب فى الجنوب |
Hedef güvende, güvenliği ayarlayın üç kişi Güney'de geri kalanları Kuzey'de. | Open Subtitles | تم تأمين الهدف , ضعوا بعض الحراسه جندي بالشمال و ثلاثه بالشمال |