Bu güveç için tekrar teşekkürler. Gerçekten çarpıcı bir andı.. | Open Subtitles | شكرا ثانية لذلك الحساء حقا لقد كان في الوقت المناسب |
Sahilin biraz ilerisinde harika bir yer biliyorum çok güzel balık güveç yapıyorlar. | Open Subtitles | أنا أعرف مكاناً رائعاً قريب من الساحل ها هنا حيث يصنعون حساء سمك ، رائع |
Bir gün şu bahçedeki salyangozları pişireceğim. güveç yapacağım. | Open Subtitles | فى يوماً ما سوف أطبخ القواقع الموجودة فى الحديقة، واصنع منها يخنة |
güveç sokmuyorlar da kesilmiş el sokuyorlar mı yani? | Open Subtitles | لم تقدر على إحضار طاجن ، لكن يد مفصولة لابأس بها ؟ |
Sana kedin hakkında doğruyu söylemeliydim. Fakat bu güzel bir güveç. | Open Subtitles | و أنه توجب علي إخبارك بأمر قطك مباشرة لكنه طبق جيد |
Dinle, ben sadece istedim Bu güveç getirmek için . | Open Subtitles | أسمعني ، جئت فقط لأجلب لك هذا الطبق الخزفي |
Ve hatırlatırım ki; elimizde güveç olduğu sürece makarnada sorun olmaz ama tatlı için birkaç eşya daha olsa fena olmazdı. | Open Subtitles | وأريد أن أذكركم مادام الكسرولة جيدة الباستا جيدة أيضاً لكن يمكننا استخدام القليل من التحلية |
'50lerdeki gibi fırında güveç getirdim. | Open Subtitles | أحضرت كسرولة كما لو أننا في الخمسينيات |
Kendinden ızgarası, güveç göstergesi, ütü masası ve burda da ayak yıkama küveti var, bayanlar tüm gününü önünde geçirdiği için. | Open Subtitles | لديه أربعة عيون و مؤشر للحرارة, و طاولة للكي و حوض لنقع القدم و طالما أنكِ امرأة فستقضين اليوم كله أمامه |
Bu arada, güveç sıcak yemenin en iyi yoludur. | Open Subtitles | بالإضافة لذلك .. من الأفضل تناول الحساء و هو ساخن |
Demek istediğim, bu güveç sadece malzemelerin bir araya gelmiş hâli. | Open Subtitles | أعني، هذا الحساء ببساطة هو مزيج من المكونات |
güveç de yapıyorum. Akşam yemekte az yedin. | Open Subtitles | سأحضر الحساء أيضًا إذا رغبتِ ببعض العشاء |
Anne, akşam yemeğinde kuzu güveç yiyebilir miyim? | Open Subtitles | أمي؟ هل بإمكاني تناول حساء اللحم على العشاء؟ |
Hadi ama. Annemle beraber kuzu güveç yemek istemiyorum. | Open Subtitles | بالله عليك, لا أريد أن أتناول حساء اللحم مع أمي |
Ona çay yapıp, balıklı güveç tarifi hakkında konuşuyorlar. | Open Subtitles | لقد صنع لها شاياً لقد تحدّثوا عن وصفات حساء سمك السلّور |
Hangisini daha çok sevdin; güveç yemeğini mi, çikolata pudingini mi? | Open Subtitles | حقّاً؟ ما الذي أحببته أكثر، يخنة الطبيعة أم حلوى الطين؟ |
Kuru fasulye ve pilav. Bir kaç tane muz ve bir güveç. | Open Subtitles | فاصولياء سوداء و رز و موز مقليّ و يخنة |
Ben buna güveç demezdim. Ben buna şahaneç derdim. | Open Subtitles | لا أعتقد بأنني ساطلق عليه طاجن معكرونة , سأطلق عليه |
Bu şüphesiz bugüne kadar yaptığın en iyi güveç. | Open Subtitles | هذا هو , قراراً رسمياً هذا أفضل طاجن أعدتيه من قبل |
Benim spesiyalitelerim çalı fasülyesi ve ton balığı güveç, ve, uh, baharatlı biftek lazanya. | Open Subtitles | تخصصي هو طبق سمك التونة مع الفاصولياء ولازانيا باللحمة المبهرة والصلصة |
Bir güveç bunları yemek asla . | Open Subtitles | لم أكن أتناول الطعام في الطبق الخزفي |
Donna senin için güveç yaptı dostum. | Open Subtitles | لقد حضرت لكما (دونا) الكسرولة التي تحبانها |
Sana güveç* bıraktım. - Seni seviyorum, Olivia. | Open Subtitles | تركتُ لك كسرولة في الفريزر |
Kalamayacağım. Sizin güveç kabını getirdim. | Open Subtitles | لا أستطيع البقاء أتيت لأرجع وعائك المقاوم للحرارة |
Ayrılmaya çalıştım ama şahane bir güveç yapmış. | Open Subtitles | حاولت الانفصال عنها، لكنها أعدت لي تلك اليخنة المذهلة. |
- Fırında güveç! | Open Subtitles | - الباسلاء |
Şey, neyse ki elimizde... senin güveç kabın var, değil mi? | Open Subtitles | حسنا, لدينا الاواني الخزفية لنشكر الله على ذلك |
Etli güveç diye başlandı ama artık muhtemelen ayakkabıya dönmüştür. | Open Subtitles | لقد بدأ بلحم مطبوخ ولكن الآن هو على الأرجح حذاء |