Sana güvendikleri için yanlarına aldılar, ve sen onların inancını boşa çıkarmadın. | Open Subtitles | لقد وضعوا ثقتهم فيك وأنت أثبت أنك أهل لها |
Onun yerine işimle evlendim, ve gurur duydum milyonlarca California'lı için yaptıklarımla, bana güvendikleri için. | Open Subtitles | ثم تزوجت وظيفتي، وأنا أفتخر كثيرًا بما قدمته للملايين من سكان كاليفورنيا الذين وضعوا ثقتهم بي |
Babalarım sorumluluk sahibi davranacağıma güvendikleri için beni evde tek başına bıraktılar. | Open Subtitles | لا, أبوايَ تركاني لوحدي بالمنزل لأنهم وثقوا بي أن أكون حريصة |
Amerikalılar, kararlarına güvendikleri için seni seçtiler Allison ve bu konuda da doğru kararı vereceğine güveniyorlar. | Open Subtitles | لا أعرف لقد اختاركِ الأمريكيون لأنهم وثقوا بحُكمك، (اليسون) |