Hâlâ güvenilir biri olduğunu görmek güzel. | Open Subtitles | من الجميل أن أعلم أنك ما زلت جدير بالثقة |
Ama iyi ve güvenilir biri olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | لكنني أحكم عليك بأن تكون بيضة جيدة و بالتالي أنت جدير بالثقة |
Kendini tam olarak güvenilir biri olarak tanıtmadın. | Open Subtitles | أنت لم تؤسس نفسك تماماً لتكون شخصاً جديراً بالثقة. |
Az da olsa güvenilir biri olsan, belki olabilirdi... | Open Subtitles | ربما يكون هكذا ، لو كنت حتى تبدو جديراً بالثقة |
- ...herkes güvenilir biri olduğunu söyledi. | Open Subtitles | كلهم قالوا بأنكي الشخص الذي يمكن الوثوق به |
Bu sizi güvenilir biri mi yapıyor yoksa... | Open Subtitles | لا أستطيع تحديد إذا ما كان .هذا الوجه موثوق به |
Evet, abim pek güvenilir biri olmamıştır hiç. | Open Subtitles | أجل، حسناً، لم يكن أخي الأكثر موثوقية دائماً |
Bence güvenilir biri. Çok iyi kalpli. | Open Subtitles | انه محل ثقة بالنسبة لي إنه لطيف للغاية |
Ajanlarımıza göre Raja güvenilir biri değimiş. | Open Subtitles | يقول لدينا إنتل رجا لا يمكن الوثوق بها. |
güvenilir biri olduğunuzu düşünüyor. | Open Subtitles | إعتقد بأن عندك وجه جدير بالثقة |
güvenilir biri olduğuna eminim. | Open Subtitles | أنا متاكدة من أنه شخص جدير بالثقة. |
Kaitlin yeni kişilere fazla güvenmez, ama Ryan çok güvenilir biri. | Open Subtitles | (كيتلين) لاتثق في الاسخاص لاتعرفهم , ولكن (رايان) جدير بالثقة |
Her nasılsa, saatini çalması için tuttuğum suçlu güvenilir biri değilmiş ve sonuç olarak ayağımda tüberküloz çıkmış ve ölüm saatini kaybetmiş olarak kalakaldım. | Open Subtitles | على أي حال, تبين أن المجرم الذي عينته لسرقة ساعتك ليس جديراً بالثقة وانتهى بي الأمر بالإصابة بالسل في قدمي |
Her nasılsa, saatini çalması için tuttuğum suçlu güvenilir biri değilmiş ve sonuç olarak ayağımda tüberküloz çıkmış ve ölüm saatini kaybetmiş olarak kalakaldım. | Open Subtitles | على أي حال, تبين أن المجرم الذي عينته لسرقة ساعتك ليس جديراً بالثقة وانتهى بي الأمر بالإصابة بالسل في قدمي |
Lord Greyjoy'a güvenmiyorum çünkü güvenilir biri değil. | Open Subtitles | أنا لا أثق به لإنه ليس جديراً بالثقة |
Evet, eğer ben güvenilir biri değilsem, neden benim bileklerimi kesip Tanrılara kurban etmediniz? | Open Subtitles | نعم. إذا أنا لا يمكن الوثوق بها، لماذا لا يكون لي شرائح مفتوحة |
-Ama orada güvenilir biri lazım. | Open Subtitles | لكن لا يمكن الوثوق بها، أنا بحاجه إلى شخص هناك |
Yeni kalenin komutanı güvenilir biri mi? | Open Subtitles | هل يمكن الوثوق بقائد الحصن الجديد؟ |
Sanırım artık Beyaz Saray'ı arama vaktimiz geldi, ayrıca Binbaşı Hoffman'ın artık güvenilir biri olmadığını bilmelerini sağla. | Open Subtitles | أعتقد أنه قد حان وقت الاتصال بالبيت الأبيض ونعلمهم أن الرائد هوفمان غير موثوق به |
Kız kardeşinden daha güvenilir biri olsan iyi olur. | Open Subtitles | كنت أفضل أن تكون أكثر موثوقية من أختك. |
Senin güvenilir biri olduğunu bilmelerini sağlayacağım. | Open Subtitles | . سأقول لهم أنك رجل محل ثقة |
O güvenilir biri değil. | Open Subtitles | أنها لا يمكن الوثوق بها. |