Mikro kredi kullanabilir, ama onun güvenilirliğine kefil olacak bir grup oluşturması gerek. | TED | يمكنها الحصول على قرض صغير، لكنها ستحتاج حينها لتشكيل مجموعة لتساعد في الشهادة على مصداقيتها. |
Bu kesinlikle babamın tanıklığında güvenilirliğine şüphe düşürürdü. Hmm. Belki de ona hala evli olup olmadığını sormalıyız. | Open Subtitles | على مصداقيتها في حجة غياب ابي ربما يجب علينا ان نسألها اذا كانت ما تزال متزوجة |
FBI'ın peşindeki bu adamın seni aramasını bizden saklamayı seçerek güvenilirliğine gölge düşürdün. | Open Subtitles | وتدنّست مصداقيّتك لحظة فشلك في الإبلاغ عن مكالمة من مشتبه بمطاردة مباحث لعينة |
FBI'ın peşinde olduğu bu adamın seni aramasını bizden saklamayı seçerek güvenilirliğine gölge düşürdün. | Open Subtitles | تدنّست مصداقيّتك لحظة فشلك في الإبلاغ عن مكالمة من مشتبه بمطاردة مباحث لعينة |
Bu alarm çanlarını çalmadı. Ulus devlet başkasının iç olayların güvenilirliğine müdahale etmeye çalışıyordu. | TED | لم يدق هذا أجراس الإنذار أن دولة قومية تحاول التدخل في مصداقية الشؤون الداخلية لدولة أخرى. |
Uzmanın güvenilirliğine ithamda bulunursun, mümkünse geçmişte sunduğu kabataslak kanıtları kullanırsınız. | Open Subtitles | تقوم بالتشكيك في مصداقية الخبير والافضل بالإشارة إلى اي أدلة ناقصة قُدمت في الماضي |
Bana göre benim dosyam zamanında kirli olan bir polisin ve organize suç lideriyle bağı olan bir dedektifin güvenilirliğine bağlı. | Open Subtitles | وجهة نظري أن قضيتي تعتمد على مصداقية على شرطي فاسد سابق ومحقق مرتبط بزعيم منظمة إجرامية |
Çok ince bir noktaya dokunduğunun, ve Kızılhaç'ın güvenilirliğine karşı ulusal bir sogrulama, ve adeta bir çalkantı başlattığının farkında değildi. | TED | وهي لم تكن تدرك بأنها قد داست على عصب حساس وأثارت تساؤلات الرأي العام ما يقرب من الفوضى، ضد مصداقية منظمة الصليب الأحمر. |