Bence bu zarif böcekler gerçekten mucizevi çünkü evrimin yaratıcı doğaçlamasını çok güzel bir şekilde aydınlatıyorlar. | TED | وأعتقد أن هذه الحشرات الجميلة إعجازية حقًا لأنها تلقي ضوءًا بشكل جميل على البديهة الإبداعية للتطور. |
Kabine oyunumu güzel bir şekilde idare ettin. | Open Subtitles | انت , اه , أدرت . لعبتي بشكل جميل في كابانا |
Bence yaratıcılığın yöntemleri öğretilip paylaşılabilir ve kendi şahsi fiziksel imzanız ile zihinsel alışkanlıklarınızı bularak bunları güzel bir şekilde yaramazlık yapmak için hareket noktası olarak kullanabilirsiniz. | TED | أنا أعتقد أن تقنية الإبداع بالإمكان تدريسها ومشاركتها، وأنا أيضا اعتقد أنه يمكنك إيجاد أشياء عن توقيعك الحقيقي الخاص بك، عن عاداتك المقربة لك، واستخدامات التي هي كنقطة رحيل لإساءة التصرف بشكل جميل. |
İşte burada görüleceği gibi, başta bazı dalgalanmalardan sonra, şirketler yenilikçi yaklaşımlardan sonra güzel bir şekilde ölçeklenirler. | TED | وهذا هو : وبعد هذه التقلبات في البداية عندما تبتكر الشركة فإنها تتدرج بشكل رائع |
Çünkü makinalar işlerimizi alıp onları daha verimli şekilde yapınca, biz insanlara kalan, verimliden ziyade güzel bir şekilde yapılması gereken işler olacak. | TED | لأنه بمجرد ان تاخذ الالات مكان البشر و تنتج لكبار المستثمرين انتاجا اكثر سوف يصبح العمل الذي يقوم به البشر قريبا يُنجز بشكل جميل عوضاً من الإتقان |
Kimlikle ilgili. 75 yıl önce, güzel bir şekilde ekmek hakkında konuşanın, ... ... Mahatma Gandhi olduğunu kim söylerdi. | TED | مسألة هويّة. عبّر عن هذا بشكل جميل "المهاتما غاندي"، قبل 75 عاما ، عندما تحدث عن الخبز. |
Make adında bu insanları bir araya getiren ve onları bir topluluğa dönüştüren bir dergi var. Orada, son derece teknik bir projenin çok basit bir dille güzel bir şekilde açıklandığını görüyoruz. | TED | هناك مجلة تسمى Make و التي نوعا ما استطاعت أن تجمع كل هؤلاء الناس ووضعهم معا ليشكلوا مجتمعاَ، فترون مشروعا تكنولوجيا بحتا تم إيضاحه بلغة بسيطة جداَ، و مطبوعة بشكل جميل جدا |
Meşhur bir İrlandalı terörist, bir keresinde konuyu çok güzel bir şekilde özetlemişti. Demişti ki; "İngiliz hükümeti hakkındaki şey şu ki, onlar her zaman şanslı olmak zorundalar, biz ise sadece bir kere şanslı olmalıyız." | TED | كان هناك إرهابي إيرلندي لخّص مرةً هذه الفكرة بشكل جميل جداً عندما قال: "المسألة هي، أن على الحكومة البريطانية أن تكون محظوظة دائماً، وأن علينا أن نكون محظوظون مرة واحدة." |
(Kahkaha) En sevdiğim yazarlardan biri, Neil Gaiman, bir üniversitede yaptığı "Make Good Art" isimli mezuniyet konuşmasında bunu çok güzel bir şekilde dile getirdi. | TED | (ضحك) صاغها أحد كتّابي المفضلين، نيل غيمان، بشكل جميل في خطاب حفل تخرج ألقاه في جامعة، بعنوان "اصنع فناً جيداً". |
Çok güzel bir şekilde yaptı. | Open Subtitles | فعلت ذلك بشكل جميل |
Çok güzel bir şekilde kaleme alınmış. | Open Subtitles | هذا مكتوب بشكل جميل |
Ve çok güzel bir şekilde kurtardın da. | Open Subtitles | وقد فعلتها بشكل جميل |
Elips Tycho'nun gözlemlerine çok güzel bir şekilde uydu. | Open Subtitles | اتفق القطع الناقص مع أرصاد تيخو براهى بشكل رائع |
Bu oldukça karışıktı fakat test odamızda oldukça güzel bir şekilde çalıştı. Ve gösterim gününde profesörlerin projeye not vermesi için | TED | لقد كان الأمر معقد جداً، جداً، لكنه نجح بشكل رائع في غرفة الاختبار، و في يوم العرض، لقد كان دكاترتنا قد تجمعوا لتقييم المشروع. |
Her şey çok güzel bir şekilde ilerliyor ve takvimin önünde ilerliyoruz, bunu da eklemem gerek. | Open Subtitles | الأشياء فى تقدم بشكل رائع وقبل الموعد ويجب أن أضيف... |