Bu defa, size güzel bir şeyler getirdim, böylece kendinizi görebilirsiniz. | Open Subtitles | هذه المرة أحضرت شيئاً جميلاً حيث يمكنكما رؤية أنفسكم. |
Hepsini biriktirme. Kendine güzel bir şeyler al. | Open Subtitles | لا توفّريه كله اشتري لنفسكِ شيئاً جميلاً |
Birkaç yerde, bitkilerin de duyguları olduğunu okumuştum. Hadi. güzel bir şeyler söyle. | Open Subtitles | قرأت ذات مرّة عن النباتات أنّ لديهم مشاعر، فهلُم وقُلّ لها شيئاً لطيفاً. |
Çünkü eninde sonunda güzel bir şeyler hatırlayacaksın. | Open Subtitles | لأنه عاجلا أم آجلا فانك ستتذكر شيئاً جيداً |
Eğer Haley için güzel bir şeyler yapmak istiyorsan... traş makinesi satın almayı deneyebilirsin. | Open Subtitles | تعرف, إذا أردت فعل شيء لطيف من أجل هايلي ربما عليك استخدام ماكينة الحلاقة |
Sadece dönmek isteyip istemediğini merak ediyorum, ve belki güzel bir şeyler yapabiliriz. | Open Subtitles | كنت أتساءل فقط إذا أردت أن تعود ولربما أمكننا أن نفعل شيئا لطيفا |
Sen her fırtına sonrasında kıyıya vurmuş güzel bir şeyler bulursun. | Open Subtitles | دائما ما تجدين شيئا جيدا نظيفا بعد العاصفة |
Ne zaman güzel bir şeyler yapsan kabul etmeyecek kadar utanıyorsun. | Open Subtitles | عندما تقوم بشيء لطيف تكون خجلان جدا من الاعتراف بذلك. |
Lütfen giyecek güzel bir şeyler al. | Open Subtitles | هنا, لاتنسي أن تشتري . شيئاً جميلاً لتلبسيه |
Peki, eğer bunu yaparsam yıldönümü yemeğinde giymek için bana güzel bir şeyler alır mısın? | Open Subtitles | حسناً , لو قُمت بهذا هل تشتري لي شيئاً جميلاً لارتدائه من أجل عشاء عيد زواجنا ؟ |
Sadece bir kıza güzel bir şeyler yapmak için biraz efor sarf etmek acıtmaz diyorum. | Open Subtitles | حسناً ، انا اقول فقط انهُ لن يؤلم ان تبذلَ القليل من الجهد وتحضر للفتاة شيئاً جميلاً |
Tartıştığımızda hep böyle oluyor. - güzel bir şeyler söyle. | Open Subtitles | دائماً ما يحدث معي ذلك عندما نتشاجر فلتقولي شيئاً لطيفاً لي |
güzel bir şeyler yapmaya çalışıyorum. Seni çıkarmaya geldim. | Open Subtitles | حاولت أن أفعل شيئاً لطيفاً جئت إلى هنا لنخرج |
Azim ve liyakat farklı şeylerdir. Bir dahaki sefere dikkatimi çekmek istediğinde daha güzel bir şeyler giy. | Open Subtitles | محاولة غير موفقة المرة القادمة التي تريدين بها لفت انتباهي ارتدي شيئاً لطيفاً |
Markete gidip yiyecek güzel bir şeyler alayım. | Open Subtitles | سأذهب إلى المحَال وأحضر شيئاً جيداً للشاي |
Umarım güzel bir şeyler getiriyorsundur, çünkü ben ezilmiş patates getiriyorum. | Open Subtitles | أتمنى ان تحضر شيئاً جيداً لأنني سأحضر البطاطا المهروسة |
Başka istekte bulunmayacaksın, ve güzel bir şeyler denemeye kalkmayacaksın. | Open Subtitles | انت لست من تطلق القرارت هنا انت لن تطلب اي شيء بعد الان ولن تحاول اي شيء لطيف |
Gözlerinin içine bakıp, güzel bir şeyler söylemesi falan? | Open Subtitles | عندما تنظر لك في عينيك وتقول شيئا لطيفا ؟ |
Kesinlikle sol tarafta güzel bir şeyler bulacağımızı düşünüyorum. | Open Subtitles | انا اظن اننا سنجد شيئا جيدا فى الجانب الايسر |
güzel bir şeyler yaparız. | Open Subtitles | وسنقوم بشيء لطيف. |
Şimdi sen git güzel bir şeyler giyin ben de tost fırınını hazırlayayım. | Open Subtitles | لذا اذهبي وألبسي شيئًا جميلًا وسأحمي المكرويف |
Güzel bir anımız olsun istiyorum. güzel bir şeyler söyle. | Open Subtitles | أريد ان يكون لدي ذكرى جميلة قل شيئا جميلا |
güzel bir şeyler yapmalıyım. | Open Subtitles | أنا بحاجة إلى شيء جميل للنظر في. |
güzel bir şeyler giyinmeliyim. | Open Subtitles | أنهكتني |
Onu eve davet et dışarıdan güzel bir şeyler sipariş et tencerenin içine at, sonra ben pişirdim de. | Open Subtitles | قمِ بدعوته أطلبي سَفَري بعض الأكلات الفاخرة ،إرميها في وعاء وتصرفي كأنك طهيتيه |
Bu kutunun içinden güzel bir şeyler çıksa iyi olur. | Open Subtitles | حسنا، من الأفضل أن يكون شيء جيد في هذا الصندوق |
Hiç değilse anneler gününde insanın ağzından güzel bir şeyler çıkar. | Open Subtitles | على الأقل نحن في عيد الأم من المفترض أن تقولوا شيئًا لطيفًا |