Kendini çıIdırtmak için güzel bir yol. | Open Subtitles | طريقة جيدة لتدفعي بنفسك إلي الجنون . هذا هو الحال |
Bana sorarsan, birini incinmek için gerçekten güzel bir yol. | Open Subtitles | لو سألتيني , فأعتقد أنها طريقة جيدة جداً لتتأذي |
Önemli değil. Ne de olsa uyanmak için güzel bir yol. | Open Subtitles | إنسي ذلك , على أي حال إنها طريقة جيدة للاستيقاظ |
Evlenme Yıldönümünüzü berbat etmek için ne güzel bir yol. | Open Subtitles | يا لها من طريقة رائعة لقضاء عيد زواجكِ الـ 25 |
Birbirimizi tanımamız için ne güzel bir yol oldu bu. Harika bir fikir. | Open Subtitles | يالها من طريقة رائعة للتعرف على بعضنا البعض يا لها من فكرة رائعة |
Bu karnını güçlendirmen için güzel bir yol, güven bana. | Open Subtitles | نعم، حسناً، هذه وسيلة جيدة لتقوية صميمك، ثقي بي |
Nasil ölecegimi hiç düsünmemistim ama sevdigin birisi için can vermek ölmek için güzel bir yol gibi görünüyor. | Open Subtitles | لكن الموت من أجل شخص أحبّه تبدو لي طريقة جيدة للموت |
Nasil ölecegimi hiç düsünmemistim ama sevdigin birisi için can vermek, ölmek için güzel bir yol gibi görünüyor. | Open Subtitles | لم أكترث كثيراً لكيفية موتي لكن الموت لأجل شخص أحبه بدت لي طريقة جيدة للموت |
Bana sorarsanız, kaybolmak için güzel bir yol. | Open Subtitles | تبدو أنها طريقة جيدة للتوهان لو أنكِ سألتيني |
Görünmeden içeri girip çıkmak için güzel bir yol. | Open Subtitles | تبدوا طريقة جيدة للتسلل دخولاً وخروجاً بلا رؤية |
Bana kalırsa enfeksiyon kapmak için güzel bir yol... | Open Subtitles | -هذه طريقة جيدة للإصابة بعدوى إن سألتني ولكن .. -أجل |
East Dub çetesinden birkaç kişiyi tutuklarında bu saldırıları, Pope'a yıkmak için bunun güzel bir yol olduğunu düşünmüştüm. | Open Subtitles | عندما أخذوا فريق القسم الشرقي فكرت أنها طريقة جيدة " إلقاء الهجمات على " بوب |
Tabii Wilfred'i anmak güzel bir yol olabilir. | Open Subtitles | أقصد بالطبع أنه طريقة جيدة لتذكر ويلفرد |
- Bu ölmek için güzel bir yol işte. | Open Subtitles | و هذه طريقة جيدة ليقتلوك |
Ölmek için güzel bir yol. | Open Subtitles | طريقة جيدة للموت. |
Kâr sağlamak için ne güzel bir yol! | Open Subtitles | طريقة جيدة للتربح |
Ayrıca iş arayan göçmenlerden istifade etmek için de güzel bir yol değil mi? | Open Subtitles | وهي أيضا طريقة رائعة لإستغلال المهاجرين اليائسين للعمل، أليس كذلك؟ |
İnsanlarla tanışmak için güzel bir yol olacağını düşündüm ama... | Open Subtitles | معتقدا ان تلك طريقة رائعة لمقابلة الناس، لكن.. |
Annemle iPad hakkında konuştum arkadaş edinmek için güzel bir yol olduğunu söyledi. | Open Subtitles | لذا كنت أتحدث إلى أمي حول باد، وقالت انها تعتقد انها تريد ان تكون طريقة رائعة بالنسبة لي لكسب الاصدقاء. |
Eşantiyon kavanozları tekrar değerlendirmek için güzel bir yol. | Open Subtitles | أعدّ المخللات أيضاً إنها وسيلة جيدة لإعادة استخدام عينات الجرار |
Ve birbirimizi tanımak için güzel bir yol olabilirdi belki bu. | Open Subtitles | وأنه قد يكون وسيلة جيدة بالنسبة لنا للتعرف على بعضهم البعض بشكل أفضل. |