(LISTSERV) Bu şekilde akademi dünyası dışındaki insanlara orman tepe örtüsünün önemine, güzelliğine, el değmemiş tepe örtülerinin gerekliliğine dair bilgiyi yaymaya çalışıyoruz. | TED | ولذا فإننا نحاول أن نشر المعلومات عن أهمية المظلة، جمال المظلة، ضرورة وجود المظلات السليمة، للناس من خارج الأكاديمية. |
Belki de dünyanın güzelliğine ve insanoğlunun ruhuna bir katkıda bulunmayacaklar. | Open Subtitles | ربما أنه لن يضيف إلى جمال العالم أو لحياة الإنسان |
O zaman narin güzelliğine rağmen öküz gibi güçlüsün. | Open Subtitles | على الرغم من جمالك الهش , أنت تبدو على هيئة ثور |
Geldiğini gördüm ve güzelliğine hayran kalmadan edemedim. | Open Subtitles | لقد رأيتك عندما وصلتِ وأردت أن أقدر جمالك |
Bu kadınlar, karımın güzelliğine güzellik katıyorlar. | Open Subtitles | هُنّ يُثرين جمالها ويستقبلن بعضًا منه في المقابل. |
Bu açık hava hamamının güzelliğine bakmaktan farketmemişim. | Open Subtitles | لم أدرك ذلك بما أني كنت مفتوناً بجمال تصميم هذا الحمام المفتوح |
Kusura bakmayın, ekselanslarının olağanüstü güzelliğine bakarken, bu kölenin güzelliğine nasıl fiyat biçebilirim ki? | Open Subtitles | بكل احترام كيف يمكنني ان اسعر جمال هذا العبد عندما انظر الى روعة جلالتك |
Güzel şeyler getirmişsin, Judah'lı Eitan yine de dünya üzerinde kızım Merav'ın güzelliğine eşit bir başlık parası yok. | Open Subtitles | إنه كنزٌ في الواقع يا إيتان يهوذا رغم عدم وجود مهر لعروس على هذه الأرض يمكن أن يساوي جمال ابنتي ميراف |
Güzelliğini başka bir yere verirsen yeni bir yaşamın güzelliğine erişemez, ancak keder bulursun. | Open Subtitles | إذا أعطيت جمالك في أي مكان آخر، لت تحصلي على جمال حياة جديدة بل ستحصلين على الحزن فقط |
Bundan böyle, bir kadının güzelliğine saygı duymayı öğren, anladın mı? | Open Subtitles | تعلم أن تحترم جمال المرأة، أتفهم؟ |
Çünkü, XX. yüzyılın klasik İngiliz güzelliğine hayran olunması için insanları teşvik etmek istiyoruz. | Open Subtitles | لأنني أريد تشجيع العالم لرؤية جمال " بريطانيا " القرن الـ 21 |
Anne, bir çocuk gün ışığında ailesinin güzelliğine hayran kalamaz mı? | Open Subtitles | ... أمى,هللايستطيعالطفلأنيحترم جمال أبويه فى الصباح ؟ |
Doğada güzelliğine en yakın olan şey. | Open Subtitles | الشيء الوحيد في الطبيعة الذي يكون قريبا من جمالك |
Tancredi bile senin güzelliğine karşı koyamazdı. | Open Subtitles | لا يمكن لأي رجل مثل "تانكريدي" أن يقاوم جمالك. |
Elini tutmak için 10 ve güzelliğine yağ çekmek için 100. | Open Subtitles | 10 روبية للأمساك بيدها 200 روبية من أجل إطراء جمالها |
Birden onun güzelliğine çarpıldım ve tüm güzelliklerin geçici olduğunu düşündüm. | Open Subtitles | فجأة أدهشني جمالها ومعرفة أن كل الجمال مؤقت |
Son mandalı içeri sokmadan önce bir an durup şu anın güzelliğine bakabilirsin. | Open Subtitles | قبل ان تنهى فتح ريشة القفل الأخيرة اعتقد انك عليكِ التوقف للتفكُر بجمال هذه اللحظة |
Bu teorinin güzelliğine hayran kalmak için biraz düşün. | Open Subtitles | خذي راحتك في هذه اللحظة لتعجبي بجمال هذه النظرية |
Onu kan ile lekelenmiş gördüğünde, güzelliğine hayran olmak çok zor olur.. | Open Subtitles | عندما تَرى بأنّ لوّثَ بالدمِّ، جماله يجب بشدّة أَنْ يَحترمَ. |
Onun gençliğine ve güzelliğine kapılan adamların paylaştıkları tek ortak nokta sadece olgun olmaları değil aynı zamanda güç sahibi olmalarıydı. | Open Subtitles | لا شك أنها سحرتهم بشبابها وجمالها إن هؤلاء الرجال لا يشتركون فقط بكونهم كبار سن لكنهم كانوا أصحاب سلطة |
Çoğu Muhafız senin zekana ve güzelliğine sahip değil. | Open Subtitles | أكثريّة الحارسين يفتقرون لبصيرتك وجمالك. |
Senin arzularının saflığı, Sevindirir beni güzelliğine taparken. | Open Subtitles | وحده معك رغبة نقية عبادة ونعمة لا توصف |
Olağandışı güzelliğine bakakaldım. Bütün enerjimi üzerine yoğunlaştırdım ve sadece benim bakmamla boşaldın. | Open Subtitles | و أذهلت بجمالك الطبيعيّ لذا ركّزت كل طاقتي عليك |