| Sanat, Eflatun'a göre doğruluk, güzellik ve aşktır. | TED | الفن, في الحس الأفلاطوني, هو الحقيقة, هو الجمال, و الحب. |
| Etrafına bir bak. Burada güzellik ve iyilikten başka hiçbir şey yok. | Open Subtitles | إنظر من حولك، ليس هناك شيء ما عدا الجمال و الخير |
| ..güzellik ve yumuşaklık adına neleri feda ettiğinizi iyi düşünün. | Open Subtitles | تذكر أن تسأل نفسك بما ترغب فى أن تضحى فى سبيل الجمال و البشرة الناعمة |
| güzellik ve baştan çıkarma, inanıyorum ki, doğanın hayatta kalma aracı, çünkü aşık olduğumuz şeyi koruyacağız. | TED | والجمال والاغراء .. وانا اؤمن ان الازهار هي وسيلة الطبيعة للبقاء لاننا نحمي ما نغرم به .. |
| Bilgisayarlar sanat, güzellik ve küresel bağlantı içindir. | Open Subtitles | إذا كانت أجهزة الكمبيوتر تُستخدم في الفن والجمال والتواصل بين العالم |
| güzellik ve zarafetin kadınına göre. | Open Subtitles | امرأة ذات جوهر و رُقيّ |
| Beyaz Lotus her daim bilgelik, güzellik ve dürüstlük uğruna var olmuştur. | Open Subtitles | اللوتس البيضاء كانت دائماً حول الفلسفة و الجمال و الحقيقة ولكن منذ حوالي شهر |
| Herkesin ulaşmak için çırpındığı ama gerçekte kimsenin ulaşamayacağı fiziksel görünüm, güzellik ve yiğitlik tanımlarının hepsi birer yanılsamadır. | Open Subtitles | و في الحقيقة لن يكون أحد بلغة الفيزياء الظاهرية و بتعريف الجمال و الشجاعة |
| güzellik ve tehlikenin bir birleşimi gibi. | Open Subtitles | أول شيء أود التحدث عن الأمواج، تحمل خليط من الجمال و الخطر. |
| "Bu, bir kuyruklıyıldızdan fazlasıydı, çünkü onun hayatına yön vermiş, güzellik ve anlam katmıştı." | Open Subtitles | لقد كان أكثر من مذنب لما أحضره لحياته التوجيه، الجمال و المعاني |
| Sanattaki güzellik ve hazzın -- ki bu muhtemelen evrensel -- sahte, kitsch ya da ticari olduğu düşünülmeye başlandı. | TED | الجمال و المتعة فى الفن -- على نطاق كل البشرية تقريباً -- كانت -- قد بدأت تُعتبر مصطنعة، أو زائفة، أو تجارية. |
| Ve eğer Tanrı bana biraz güzellik ve servet verseydi benden ayrılmanızı en az benim sizden ayrılmam kadar zorlaştırırdım. | Open Subtitles | و لو أن الله أعطاني بعض الجمال و الثروة -لجعلت تركك لي صعباً كما هو صعب عليّ أن أتركك . |
| Kanserin neresinde güzellik ve ahenk var? | Open Subtitles | اين الجمال و الانسجام في السرطان ؟ |
| Senin gibi bir kadın etrafının güzellik ve zarafetle bezeli olmasını hak ediyor. | Open Subtitles | إمرأة مثلكِ تستحق أن تكون مُحاطة بالنعيم والجمال |
| Hiçbir fikrim yok... güzellik ve beyinler. | Open Subtitles | لم يكن لديَّ فكرة أنتِ تجمعين بين الذكاء والجمال |
| Düşünceleri bir zaman güzellik ve sevgi dolu olan aynı yaratık olduğuma inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أُصدّق أنني نفس المخلوق الذي إمتلاءت أفكارة لمرّة بالحب والجمال |
| güzellik ve zarafetin kadını. | Open Subtitles | امرأة ذات جوهر و رُقيّ |
| güzellik ve çekicilik için uluslararası biyolojik standartlar vardır. | Open Subtitles | هنالك معايير حيوية عالمية للجاذبية و الجمال |
| Ne zamandan beri güzellik ve mutluluğu önemsiyorsun? | Open Subtitles | منذ متى وأنت تهتم بشان الجمال والسعادة ؟ |
| güzellik ve yetenek gecesine hoş geldiniz. | Open Subtitles | ومرحباً بكم في ليل من الجمال والموهبه والإتزان |