Buranın manzarası güzelmiş ama içeri geçsek iyi olmaz mı? | Open Subtitles | إنه منظر جميل لكن أتظنين أننا نستطيع الرجوع داخلاً الاَن؟ |
Oh, çok sevimli. çok güzelmiş. Tam bir dekoratörsün. | Open Subtitles | إنه جميل، جميل للغاية هل تدرك أنك مهندس ديكور فنان |
Çok güzelmiş. Neden daha çok kişi gelmiyor acaba? | Open Subtitles | هذا جميل جداً، لا أعرف لماذا لا يخرج الكثيرون إلى هنا ؟ |
Doğanın renkleri çok güzelmiş ve etrafta hiç ses yokmuş. | Open Subtitles | ألوان الطبيعة كانت جميلة جدا ولم يكن هناك أي صوت |
Atları da güzelmiş. - Henüz gençler, ama fena değil. | Open Subtitles | خيولكم هذه جميلة إنها صغيرة السن ولكن لا بأس بها |
Biliyor musun Peg, seninle burada böyle oturmak güzelmiş. | Open Subtitles | تعلمون، الوتد، هو نوع من لطيف يجلس هنا مثل هذا معك. |
Forvet Nathan Scott. Söylemesi de güzelmiş. | Open Subtitles | ناثان سكوت , المهاجم الصغير , لها وقع جميل |
Bu elbise acayip güzelmiş ve sana da çok yakışmış. | Open Subtitles | .رداء جميل .. يبدو رائعاً عليكِ من أين حصلتِ عليه ؟ |
Gerçi şu bayağı güzelmiş. İkinci Dünya Savaşı'ndan mı? | Open Subtitles | بالرغم من ذلك هذا سلاح جميل هل هو من الحرب العالمية الثانية ؟ |
Bu yeni bir parfüm mü? Çok güzelmiş. Beğendim. | Open Subtitles | هل هذا عطر جديد الذي تضعيه لأنه جميل ويعجبني |
Bir saat sonra, göğüs ucuna piercing takmak kadar acı verici tek şeyin onu çıkarmak olduğunu farkettim. Ooh! Bu güzelmiş. | Open Subtitles | اكتشفت اليئ الوحيد الذي يؤلم بقدر وضع قرط في صدرك هو نزعه هذا قرط جميل |
Rujun çok güzelmiş. Eminim Men at Work'ün müziğinden hoşlanmışındır. | Open Subtitles | هذا ظل جميل من أحمر الشفاة أراهن أنكِ استمتعتِ |
Young Nam Roo'daki üzüm ağaçlarının çiçekleri çok güzelmiş duydum. | Open Subtitles | سمعت ان ازهار العنب فى يونج نام رو جميلة للغاية |
Naber, Eve. Ceketin güzelmiş. Sondaj kulesinde falan mı çalışıyorsun? | Open Subtitles | مرحبا إيف، تلك سترة جميلة هل تعملين في محطة للتنقيب |
Tabii yıldızı Max Schreck kadar çirkin değillermiş ama karşılaştırılmayacak kadar güzelmiş. | Open Subtitles | لكن ليست قبيحة مثل نجمه,ماكس شريك, لكن جميلة بشكل لا مثيل له. |
Ağacınız güzelmiş. Şimdiden Noel için her şeyi ayarlamışsınız. | Open Subtitles | لديك شجرة جميلة انت مستعدة تماما للكريسماس الآن |
Tadı güzelmiş. Shima Peninsula'dan mısın? | Open Subtitles | مذاقها جيد، ورائحتها جميلة هل أنت من شبه جزيرة شيما؟ |
Ezgiler o kadar güzelmiş ki, aşağı köydeki tüm insanlar bu saf, güzel sesleri duyabiliyormuş. | Open Subtitles | وكانت النغمات جميلة جداً وكل القرية في الأسفل يسمعون الصوت النقي اللامح |
- Evet. - Şu otellere bak. Çok güzelmiş. | Open Subtitles | انظر إلى وسائل الراحة والتسلية، هذا لطيف |
Çok güzelmiş. - Pazartesiden itibaren | Open Subtitles | إنها لطيفة سوف تلتحق بكليفلاند الأسبوع المقبل |
Pasta çok güzelmiş. Momo'ya da biraz götürsem iyi olacak. | Open Subtitles | هذا الكيك لذيذ جداً لابد أن أشترى بعض منه لمومو |
Bu seferki bayağı güzelmiş ama galiba bir sanatçının kızıymış. | Open Subtitles | إنها جميله بما فيه الكفاية لَكنِّي فْهمُت بأنّها بنتُ فنانِ |
Evet, gidip balkonda tadını çıkarmak isteyeceğim kadar güzelmiş. | Open Subtitles | أجل, هذه حلوى لذيذة للغاية بحيث أنني سأخرج للتمتع بأكلها على الشرفة |
Holly şu üzerindeki bluz çok güzelmiş. | Open Subtitles | هولي , ذلك القميص الذي ترتدينه رائع الجمال حقاً ؟ |
güzelmiş ama benim bedenime uygun değil. | Open Subtitles | نيس. ولكن ليس على مقاسي. |
Tablonun işçiliği o kadar güzelmiş ki üzerinde yarattığı etkiye dayanamamış. | Open Subtitles | العمل الفني كان جميلاً جداً ومثيراً للمشاعر ،لم يتحمل أثرها عليه |
- Tanıştığımıza memnun oldum. Memnun oldum. Eviniz çok güzelmiş. | Open Subtitles | من الجميل مقابلتك , أنت تملك بيتا جميلا أشكرك |
Oh. Nicole. güzelmiş. | Open Subtitles | نيكول إنها جميلةُ. |
Arkadaşlarınız da bayağı güzelmiş. Doğrusu, çok hoş hanımlar. | Open Subtitles | الآن، تلك بعض الفتيات النحيفات جميلات المظهر، نعم، هنّ كذلك. |
Baya güzelmiş. Güzel ve gözden uzak. | Open Subtitles | جميل جداً جميلٌ وتحكمي |
Yenilebilen gerçek bir hamburgeri tercih ederdim ama bu da oldukça güzelmiş. | Open Subtitles | كنت أفضّل شطيرة عاديّة لتناولها ولكن هذا لطيفٌ أيضاً |