Ama jilet gibi keskin gagaları ve ateşli bir karakterleri var. | Open Subtitles | لَكنَّهم يملكون وسيلة دفاع وهي المناقير ذات الاسنان الحادة. |
Bu görüşüm destek bulmayabilir ama benim tahminim aradığımızı şeyin gagaları ve tüyleri kesen kanama önleyici bir alet olduğu. | Open Subtitles | سأدلي برأي بهذا الخصوص وأخمن أن مانبحث عنه رُبما هو أداة قص ذاتي تقوم بقص المناقير والريش |
gagaları indir! Hedefe odaklan! | Open Subtitles | المناقير إلى أسفل، استمروا بالتوجه إلى الهدف |
Afrika penguenleri hakkında bilmeniz gereken bir şey var ki o da jilet gibi keskin gagaları olduğudur. | TED | ذلك لأن البطاريق الأفريقية.. لها مناقير حادة كالأمواس |
Şu görüntüye bak. Minik civcivlerin gagaları kesiliyor. - Neden? | Open Subtitles | انظري إلى هذا الجزء, يقومون بقطع مناقير الكتاكيت الصغيرة |
Birincisi, gagaları yok. İkincisi, tüyleri yok. | Open Subtitles | أولاً، ليس لديها منقار وثانياً، ليس لديها ريش |
Keski gibi çalışan sert gagaları ve devasa çene kasları var. | Open Subtitles | لديهم منقار قَاسٍ و عضلات فك عملاقة هذا يعمل مثل قاطع الترباس. |
Ve eğer kız da bunu kabul etmek istiyorsa gagaları yok etmek zorundadır. | Open Subtitles | وعندها إذا هي مهتمة بقبول المغازلة عليها بتدمير هذا الخشاش |
Gentoo penguenlerinin parlak turuncu gagaları bugünlerde yarımadada çok daha yaygın bir manzara. | Open Subtitles | بطاريق جينتو ذات المناقير البرتقالية الزاهية صارت مشهداً أكثر شيوعاً في شبه الجزيرة في هذه الأيام |
Küçücük gagaları açık, anne kuşun beslemesi için ağlarlar. | Open Subtitles | المناقير الصغيرة مفتوحة و البكاء للطير الأم لإطعامهم |
Penguenleri ilk saydığımda, bir nüfus sayımı yapmaya çalıştığımda bu adalarin etrafında sayabileceğimiz bütün ayrı gagaları saydık. | TED | حين أحصيت عدد طيور البطريق أول مرة و حاولنا القيام بتعداد قمنا فقط بعد جميع المناقير التي استطعنا رؤيتها حول الجزيرة بأكملها |
gagaları kollamakla ilgilenmiyoruz, Onları havaya uçurmakla ilgileniyoruz. | Open Subtitles | نحن لا ننوي حماية المناقير بل تحطيمها |
Ritmik beslenmeleri ve yutkunmaları zarif bir baleyi andırıyor, ama flamingolar bu güzel gagaları gizli bir silah olarak kişisel mesafeler için savaşmak dışında kullanmıyor. | Open Subtitles | التناغم ما بين الأكل والبلع ،يبدو وكأنه حفل باليه لكن الفلامنغو لا يتوانى في استخدام هذه المناقير الجميلة كسلاح يقاتل به لأجل منطقةٍ شخصية |
Pelikanların geniş gagaları, balıkçıllar onları yüzeyde mızrakla vurmadan önce yumurtadan çıkanları almalarına izin verir. | Open Subtitles | تسمح المناقير العريضة للبجعات بأن تحفر لتخرج الصغار المُفرخة وذلك قبل أن يتمكن (مالك الحزين) من اقتناصهم على السطح |
Çok küçükler ve küçücük gagaları var. | Open Subtitles | أعني هي صغيرة جداً، ولديهم مناقير صغيرة. |
Kum çulluklarının daha fazla zamanı ve daha büyük gagaları var. | Open Subtitles | لم يعد يوجد مناقير لدى طيور الدانلين ويمكن تحمل التريث. |
gagaları keskin olanlardan. | Open Subtitles | مناقير هي حادة. |
Darwin farketti ki ispinoz gagaları bulundukları ortamdaki... yiyeceklere göre farklı şekilde biçimlenmişti. | Open Subtitles | , (داروين) لاحظ ان مناقير العصافير . شكلت بشكل مختلف اعتماداً على نوع الغذاء الذي وجد . في البيئة المحيطة بهم |
Belki onların böyle büyük gagaları olmasının başka nedenleri vardır kur yaparken göstermek için. | Open Subtitles | ربما كانت هي من أسباب وجود منقار كبير لديه للتباهي به أثناء المغازلة |