Ve gariptir ki, göğüs büyütmeden daha popüler olan tek plastik cerrahi operasyon liposuction, bunun da çoğu erkekler tarafından yaptırılıyor. | TED | و الغريب أن العملية التجميلية الوحيدة التي تلقى رواجاً بعد تكبير الصدر هي شفط الدهون، و معظم ذلك يقوم بأدائه رجال. |
gariptir, bir an Charlie Simon'ın sadece eski karısını öldürmeyi planladığını düşünmek istedim. | Open Subtitles | الغريب أني كنت آمل أن شارلي سيمون فقط كان يخطط لقتل زوجته السابقة |
Ne gariptir ki kadınların çoğu çabuk akıllanmıyor. | Open Subtitles | الغريب هو أنكن يا نساء لا تدركن ما يدور حولكن في الوقت المناسب |
Nellis'de her zaman bir şeyler olur ve çoğu zaman bu olanlar gariptir. | Open Subtitles | , هناك دائما أشياء تدور فى نيليس ومعظمها أشياء غريبه |
gariptir ki, bir adam bir kadınla 10 yıl yaşayabiliyor ve onun hakkındaki ilk şeyi bilmiyor. | Open Subtitles | من الغريب ان يستطيع رجلا ان يعيش لمدة 10 سنوات مع امرأة ولا يعرف اول شئ عنها |
Ancak gariptir ki, bu hiç de üzülünecek bir şey değil. | Open Subtitles | لكن الغريب أن هذا لا يحزن لأنك تعرف الحقيقة |
Çok az tanıdığınız birini özlediğinizi fark etmeniz gariptir. | Open Subtitles | من الغريب أن تدرك أنك افتقدت شخصاً بالكاد تعرفه |
-Hayat gariptir Luke | Open Subtitles | ما زلت اعتقد بأنه من الغريب ليعود الى السباق |
gariptir ki hiç bir komşuları onların taşındığının farkına bile varmamıştı. | Open Subtitles | و الغريب أنه لم يلاحظ أي من جيرنهم رحيلهم |
Ne gariptir ki, sen evimizi bunca zamandır o kadar temiz tutarken... bugün buraya pislik getirdin. | Open Subtitles | من الغريب أنك تنظفين هذا البيت كل هذا الوقت وأحضرت اليوم الكثير من القذارة |
gariptir ki aslında aynı zamanda ilk romanım. | Open Subtitles | الغريب بالأمر، سيكون أكثر دقة أن ندعوها روايتي الأولى |
gariptir ki, kendimi her zaman bir kaşif olarak algılamışımdır bir bilim adamı. | Open Subtitles | من الغريب انى دائما ارى نفسى مراقبة للطبيعة |
Ayrıca gariptir. Süt salgılar ama meme ucu yoktur. | Open Subtitles | أيضا ، الأمر الغريب أنه يُرضع صغاره و ليس لديه حلمات |
gariptir ki, ailesinde bu hastalığa sahip hiç kimse yok. | Open Subtitles | الغريب أنه لا أحد في عائلته لديه تاريخ مع هذا المرض. |
Anımsatmalı.Adamı iki ay önce evinde tutukladın. Vargas'ın bir cephanelik dolusu kayda geçmemiş izi sürülemeyen silahları olduğundan şüpheleniliyordu. gariptir ki, tutuklama sırasında o silahların hiçbirine el koymamışsın. | Open Subtitles | تم ضبط الغريب أيا من تلك الأسلحة النارية من قبلك خلال الاعتقال. |
gariptir ki gelemeyeceğini söyledi. | Open Subtitles | من الغريب أنها قالت إنه لا يمكنها القدوم. |
Ter bezlerim bir gariptir adamım, kapatamıyorum. | Open Subtitles | عندي غدد غريبه يا رجل لا استطيع ايقاف عرقي |
Hapishaneye ilk giriş hep gariptir. Kendini sığırcık gibi hissediyorsundur. | Open Subtitles | اول مره في السجن دائماً غريبه لابد من انك تشعر كطائر الزرزور |
Ailenin çok gariptir. | Open Subtitles | الأشياء التي تتعلق بالعائله غريبه |
Alf. Ne gariptir ki senin hakkında da bir şeyler anlattı. Beni çaldığını söyledi. | Open Subtitles | وعنك ، ما يكفي من التهريج نعم ، قالت أنكِ سرقتيني |
Ne gariptir ki yarattıklarının çenesi hiç kapanmıyor. | Open Subtitles | ولكن من سخرية القدر أنّ مخلوقاتكَ لا يصمتون أبدًا. |