Karşı istihbarat, Terörizm, İntikam, gasp için Özel Görevli. | Open Subtitles | المدير التنفيذى للإستخبارات المضادة الإرهاب ، الإنتقام ، الإبتزاز |
Vargas cinayet, gasp, şantaj ve haraçtan içeri girdi. | Open Subtitles | سقط فرغاس بالقتل و الإبتزاز والربح المشبوه |
Adam kaçırmadan bahsediyoruz, gasp etmekten diğer şeyler ne olduğunu bilmiyorum. | Open Subtitles | إن بقيتي هنا سوف يقبض عليكي ...نحن نتحدث عن اختطاف، ابتزاز |
her türlü suçlarda parmakları var, soygun, gasp, şantaj, adını sen koy. | Open Subtitles | عنده 49 قضية من كل الانواع رشوة ، ابتزاز ، قتل ، تزوير |
Heflin Piers, silahlı soygun, şantaj ve gasp suçlarından aranıyor. | Open Subtitles | هيفلن بييرز مطلوب بتهمة السطو المسلح و التهريب و الابتزاز |
Övgü dolu dosyasına gasp ve adam kaçırmayı da artık ekleyebiliriz.. | Open Subtitles | والآن يمكننا إضافة الخطف والابتزاز على لائحة أوسمته |
Kolombiya'da gasp yaparken Basılmışlar. | Open Subtitles | هو وأخوه قاما بأعمال إبتزاز مالي في كولومبيا |
Normalde kazandığın miktarın yüzde 370'ı. Kendimi gasp ediyorum resmen. | Open Subtitles | 370 في المئة مما تجني عادة أنا أبتز نفسي هكذا |
Önce nişan partisini gasp etti. | Open Subtitles | أولاً تخطف حفلة الخطوبة |
Los Angeles Polisi gasp ve Cinayet Masası'ndan dedektif Sam Whitmore'un bu akşam geç saatlerde bir basın toplantısı düzenlemesi bekleniyor. | Open Subtitles | شرطة لو انجيليس للسرقة والقتل.. المحقق سام نيكو من المتوقع ان يعقد مؤتمر صحفيا في وقت لاحق هذا المساء |
gasp, ölümcül silahla saldırı, silahlı soygun. | Open Subtitles | الإبتزاز ، والإعتداء مع سلاح فتاك والسطو المسلح |
Başka bir teklifle gelirsen sana gasp davası açarım. | Open Subtitles | إذا جئت لطرق بابي بعرضٍ آخر .. سأتهمك بتهمة الإبتزاز |
Boyle, Jake ve senin üzerinde çalıştığınız gasp davalarında bir ilerleme var mı? | Open Subtitles | اهلاً بويل هل من تقدم في قضية الإبتزاز التي كنت تعمل عليها مع جايك ؟ |
712 gasp, 849 haraç 246 dolandırıcılık, 87 suikast ve cinayet 527 adaleti engelleme. | Open Subtitles | 712قضة سلب، 849قضية ابتزاز 246قضية احتيال، 87 قضية تآمر للقتل 527قضية إعاقة عدالة كيف يرد المتهمون؟ |
Güney kesiminin patronuydu. Bahis, tefecilik, gasp, silahlı soygun. | Open Subtitles | مراهنات,قروض بفوائد فاحشة, ابتزاز, سطو مسلح |
Saldırı, ruhsatsız silah kullanmak ve gasp etmek. | Open Subtitles | بتهم الاعتداء بسلاح نقل اسلحة ابتزاز |
Doğru. Bundan sonra ne olacak, yaşlıları mı gasp edeceğiz? | Open Subtitles | ,نعم , مالتالي بعد هذا السطو على العجائز ؟ |
Cinayet, para aklamak, gasp ve bir çok suçtan FBI'ın arananlar listesinde. | Open Subtitles | إنهم على قائمة المطلوبين دولياَ للقتل وغسيل الأموال والرشوة والابتزاز غير كثير من الأمور |
Yasal görünüyor ama gasp. | Open Subtitles | يظهر الأمر قانونيا لكنه إبتزاز في الحقيقة |
Biz hergün hırsızlık , gasp, tecavüz gibi olaylar duyuyoruz... | Open Subtitles | كل يوم نسمع عن سرقة ، نهب وخطف واغتصاب.. |
gasp yüzünden zaten tutuklanacaksın. | Open Subtitles | لقد حصلنا عليك مسبقا للإبتزاز. |
Etrafta seni durduracak birileri olmayınca gasp etmek sayılmaz bence. | Open Subtitles | أفترض أن الاستيلاء عليها لا يضاهي جميل إدخالكما لهنا دونما يمنعكما أحد. |
Ama söylediklerine göre sanırım asıl önemli olan, cüzdanlarının kayıp olması, ...yani bu işlerin sarpa sardığı bir gasp olmalı ya da öyle bir şey işte. | Open Subtitles | لكن اعتقد أن الموضوع قالو أن محافظهم كانت مفقوده لذا يجب أن يكون سطو تحول للأسوء أو شيء |
Birini gasp edip sonra da polisleri buraya mı getireceksin, Fiel? | Open Subtitles | تهجم على أحدهم بغرض السرقة يا (فيل) وتجلب الشرطة بعدها هنا ؟ |