Uyumama izin verdiğin için teşekkürler bebeğim. geç vakte kadar ayaktaydım. | Open Subtitles | شكراً لسماحكِ لي بالنوم بالداخل يا عزيزتي لقد كنت مستيقظ لوقت متأخر |
Biliyorum geç vakte kadar çalışıyor o yüzden bir uğrayayım dedim. | Open Subtitles | أعرف , إنها تعمل لوقت متأخر لذلك اعتقدت بأن آتي |
Üzgünüm, yapamam. geç vakte kadar çalışmam gerek. | Open Subtitles | عذرًا، لا أستطيع، سأبقى لوقت متأخر في العمل في الصحيفة |
geç vakte kadar, Whitney'le çalıştım. | Open Subtitles | لقد كنت أعمل لوقت متأخر مع ويتنى. |
geç vakte kadar çalıştığı için yorgun düşüp uyuya kalmış olabilir. | Open Subtitles | لقد ظل يعمل حتى وقت متأخر ربما شعر بالتعب وغلبه النوم |
Biraz önce aradı ve geç vakte kadar çalışacağını söyledi. | Open Subtitles | اتصلت وقالت انها ستعمل لوقت متأخر |
Bu gece de geç vakte kadar çalışman gerekiyor mu? | Open Subtitles | هل ستعمل لوقت متأخر ثانية الليلة |
Bu gece de geç vakte kadar çalışman gerekiyor mu? | Open Subtitles | هل ستعمل لوقت متأخر ثانية الليلة |
geç vakte kadar oturur. Yargıç Dredd'i seyrederiz. 99. kez. | Open Subtitles | "يمكننا أن نسهر لوقت متأخر ونشاهد "القاضي دريد - العرض الـ99 - |
Ben ve çalışanlarımdan biri geç vakte kadar çalışmıştık. | Open Subtitles | ،كنت أعمل لوقت متأخر أنا وأحد كتّابي |
Yine geç vakte kadar arabayla gezdin, ha? | Open Subtitles | هل تقود السيارة لوقت متأخر مجددا؟ |
geç vakte kadar bakıcılık yapmalıyım. | Open Subtitles | لأنني سأبقى مع الطفلة لوقت متأخر. |
geç vakte kadar çalışıyor. Olan bu işte. | Open Subtitles | عليه أن يعمل لوقت متأخر هذه الأمور تحدث |
Pardon geçen gece geç vakte kadar takıldım. | Open Subtitles | آسف ,سهرت لوقت متأخر ليلة الأمس |
- Başka güne ayarlayabilir miyiz? - Hayır, ayarlayamayız. Her zaman geç vakte kadar çalışıyorsun... | Open Subtitles | كلا، لا يمكننا تحديد موعد آخر، كنت تعمل لوقت متأخر طوال الوقت و... |
geç vakte kadar uyutmadım seni. | Open Subtitles | لقد أبقيتك صاحياً لوقت متأخر. |
Ama geç vakte kadar çalışmalıyım. | Open Subtitles | لكن علي العمل لوقت متأخر |
geç vakte kadar çalışacağız. | Open Subtitles | لاًحقا سنعمل لوقت متأخر |
geç vakte kadar çalışıyorum. | Open Subtitles | معناها أنني أعمل لوقت متأخر |
Son tarihi yakın büyük bir grup projeniz olduğunu düşünün. geç vakte kadar çalışıp beyin fırtınası yapıyorsunuz. | TED | إذاً تخيل أن لديك مجموعة مشروع كبيرة مع مهلة ضيقة وتعملون حتى وقت متأخر وأنتم تناقشون مختلف الأفكار. |
Herkesin arkasını temizlemek için nasıl geç vakte kadar kaldığını anlatırdı. | Open Subtitles | وأنه سيبقى حتى وقت متأخر ينظف ما خلّفه الجميع |