Bay Bridges. Dolapların önünden geçerken, öğrenciler için dua eder. | Open Subtitles | السيد بريدج يصلى من أجل الطلاب وهو يمر على خزانتهم |
Komutanım, bugün o hava üssünü geçerken hayatım boyunca hiç bu kadar korkmamıştım. | Open Subtitles | سيدي، عبور المطار هذا اليوم.. لم أكن يوماً خائفاً هكذا في حياتي برمتها |
Enerji patlaması ile aktifleştirilen bir yığın, Etik hendeğin üzerinden geçerken kendiliğinden bir araya gelecektir. | TED | فَعل كومةً بدفعةٍ من الطاقة، وسوف يصطفون لوحدهم ليدوروا حول الوادي بينما تعبر إيثيك. |
Okula girip, sınıfın yanından geçerken çalışını görmüştüm. Bu yetmişti. | Open Subtitles | مررت بـ تلك الغرفة ورأيتها تعزف ، عرفت أنها هي |
Yoldan geçerken olayı gören kişinin dediğine göre, hayatı için çırpınarak yanan dev bir sigara gibi bir şeymiş. | Open Subtitles | أية شهود ؟ أول شخص في المشهد كان يعبر من هناك ووصف ما رآه كسيجارة عملاقة تحترق وتهرب لنجاتها |
Yıllar geçerken, gözyaşlarımı tutuyorum, çünkü eğer ağlarsam korkuma yenilirim. | TED | بينما تمر السنين أمنع نفسي من البكاء لأنني إذا بكيت فإن الخوف قد يتملكني |
Buradan geçerken partiyi gördük, takılırız diye düşündük. | Open Subtitles | عفواً، مررنا من هنا، رأينا الحفلة وفكرنا بالدخول |
Eve geldiğimde çevre otoyolununun tam sonundan geçerken trafiğe sıkıştığımdan dolayı hayal kırıklığına uğramıştım, | TED | عندما عدت إلى الوطن، أُصبت بالإحباط فورا، عالق في زحمة المرور بينما أعبر الجهة العليا من محيط طريقنا السريع. |
Bir polis geçerken onu dışarıda elinde hazır bir balina yağı şişesiyle görmüş. | Open Subtitles | كان هناك شرطيٌ يمر بالمنطقة رآه يعد عددًا من زجاجات مملؤة بزيت الحوت |
Vianey Perez: İnsanlar yanlarından geçerken ve çok fazla yüz gördüklerinde meraklanacaklar ve kim olduklarını merak edecekler. | TED | فياني بيريز: عندما يمر الناس من هنا ويرون العديد من الصور، يتملكهم الفضول ويتعجبون من هؤلاء. |
Böyle bir yerden geçerken 80 kg lık yük ve kızak sanki 800 kg lık bir yük haline geldi En azından ben böyle hissettim. | TED | تخيل عبور هذه الاشياء مع زلاجة يصل وزنها الى 80 كغ و لكني كنت احس بالوزن و كأنه 800 كغ |
Dün gece nehri geçerken buzların içine kayıp gitti. | Open Subtitles | سقط فى الثلج فى فى الليلة الماضية، عند عبور النهر. |
Bahçeden geçerken dikkatli ol. Hanımefendi izliyor olabilir. | Open Subtitles | عليك أن تكون حذرا عندما تعبر الباحة قد تكون سيدتي تراقب. |
Daha dikkatli olmalısın. Karşıya geçerken iki tarafa da bakmalısın. | Open Subtitles | عندما تعبر الشوارع أنظر فى كلا الأتجاهين |
Oturma odasının yanından geçerken, içerden mahkumun sesini duydum. Bayan French'le konuşuyordu. | Open Subtitles | حين مررت بغرفة المعيشة ، سمعت السجين الذى هناك يتحدث اٍلى مسز فرينتش |
Ama yine de mahkemeye 10 santim kalınlığında meşe ağacından yapılmış bir kapı önünden geçerken içeriden ses duyduğunuzu söyleyebiliyorsunuz. | Open Subtitles | بالرغم من ذلك ، لقد قلتى أنك مررت بباب صلب سمكه 4 بوصات من خشب الجوز و سمعت أصواتا و أنك على استعداد للقسم |
Ayrılırken,bu duvarı geçerken gözüne bir şeyler ilişti. | Open Subtitles | وعندما ذهب ،كا يعبر هذا الحائط ولكن شيئا لفتإنتباهه، |
İki farklı deve kervanını Sahra'nın ortasından geçerken gördüğümde, otostopçunun hayali gerçeğe döndü. | TED | حلمي كمحب للترحال بالتحليق فوق إفريقيا أصبح حقيقة عندما رصدت اثنين من مواكب الجمال تمر وسط الصحراء. |
Buradan geçerken partiyi gördük, takılırız diye düşündük. | Open Subtitles | عفواً، مررنا من هنا، رأينا الحفلة وفكرنا بالدخول |
Çavuş çocuğun kampı geçerken öldürüldüğünü söylüyor. | Open Subtitles | العريف قال أن هذا الفتي حاول المرور خلال معسكرهم فقتلوه |
Beni eve götüren köprüden geçerken sözcüklerin içimde büyüdüğünü hissediyorum. | Open Subtitles | و أعبر الجسر الذي سيأخذني لمنزلي أشعر بالكلمات تتكون بداخلي |
Overlander'a hoş geldiniz. geçerken mi uğradınız? | Open Subtitles | مرحباً بك على طريق البر مجرد عابر سبيل، أليس كذلك؟ |
Sahilde erkek arkadaşımla yürüyorduk, ve geçerken sana uğrayalım dedik. | Open Subtitles | كنت أسير على الشاطئ مع صديقي وفكرنا بأنّ نمر عليك |
Büyük bir buz yarığında oldu. Bir kar köprüsünden geçerken köprü çöktü. | Open Subtitles | حدث هذا اثناء نزولنا بالمرأة ونخن نعبر الجسر هناك, فانهار به. |
İnsanlar hiçbir şey yapmadan yanından geçerken o kaldırımda kanamadan öldü. | Open Subtitles | لقد نزفت على الرصيف، بينما مرّ الناس دون فعل أيّ شيء. |
Bu tutulma süper bir şeymiş. Bahçeden geçerken güneşi görmedim bile. | Open Subtitles | حفل الكسوف هذا كارثيّ، لم أرَ الشمس بالمرّة حين عبرت الباحة. |
Nehri geçerken, sallanan bir koltuğa oturmak istediğini söylemiştin. | Open Subtitles | حين عبرنا النهر تمنيتي ان تجلسي على كرسي هزاز |