Anneni arayacaksındır umarım. Akşam yemeğine on sekiz ay gecikeceğini söylersin artık. | Open Subtitles | أتمنى أن تتصل بوالدك، لتخبرها أنك ستتأخر على العشاء لمدة 18 شهرًا |
Şu an bir reklam filminin seçmelerinde. gecikeceğini söyledi. | Open Subtitles | هي تُختبر لإعلان تلفزيون تجاري قالت بأنها ستتأخر |
Yani beni arayıp bir saat gecikeceğini söyleyemedin, öyle mi? Pekâlâ. | Open Subtitles | ولم تتمكن من الإتصال لتخبرني ، أنكَ ستتأخر لساعة؟ |
Yeni bir kuyu kazıyorlar.gecikeceğini söyledi.9:30 civarı gelirmiş. | Open Subtitles | لقد إتصل بى و قال إنه سيتأخر للتاسعة و النصف |
Belki sizi arayıp gecikeceğini söylemiştir diye düşündüm. | Open Subtitles | أعتقد أنه ربما اتصل لكى يقول أنه سيتأخر أو أى شيىء. لم يفعل. |
Ve genç bir bayan arayıp, yolda olduğunu ama biraz gecikeceğini bildirdi. | Open Subtitles | واتصلت شابة قائلة بأنها آتية ولكنها ستتأخّر قليلاً |
Sadece beş dakika gecikeceğini söylemiştin. | Open Subtitles | لقد قلت بانك ستتاخر لخمس دقائق فقط؟ |
Birkaç kez arayıp gecikeceğini söyledi. | Open Subtitles | إتصلت مرتين و قالت أنّها ستتأخر |
Bir arkadaşına gecikeceğini haber verir. | Open Subtitles | فإتصلت بصديقه لها لتعلمها أنها ستتأخر |
Sana birkaç dakika gecikeceğini söylememi istedi. | Open Subtitles | طلبت مني إخبارك بأنها ستتأخر قليلاً |
Eve dönmene çok sevindim. Annem gecikeceğini düşünmüştü. | Open Subtitles | سعيدة جداً بعودتك أمي ظنت أنك ستتأخر |
Rachel bir saat gecikeceğini söylememi istedi. | Open Subtitles | (رايتشل)، طلبتَ مني إخبارك أنها ستتأخر لساعة. |
Ve genç bir bayan arayıp, yolda olduğunu ama biraz gecikeceğini bildirdi. | Open Subtitles | لكنها قالت بنها ستتأخر قليلا |
Sen git. Senin gecikeceğini bayana söylerim. | Open Subtitles | اذهب وساخبر الريسة أنك ستتأخر |
gecikeceğini söylemişti. | Open Subtitles | قالت أنها ستتأخر |
Annene gecikeceğini söyledin mi? | Open Subtitles | اخبرت امك انك ستتأخر الليلة ؟ |
Nazikçe gecikeceğini düşünmüştüm. | Open Subtitles | ظننت أنك ستتأخر |
Toplantınıza biraz gecikeceğini iletmemi istedi. | Open Subtitles | لقد أرسلني ليخبرك بأنّه سيتأخر على الاجتماع |
Arayıp birkaç dakika gecikeceğini söyledi. | Open Subtitles | لقد اتصل ليقول أنه سيتأخر قليلا. ها هم. |
İstasyon müdürü trenin 8 saat gecikeceğini söylemişti. | Open Subtitles | رجل المحطة قال أن القطار سيتأخر 8 ساعات |
Ara, gecikeceğini söyle. | Open Subtitles | أخبرهم إذاً بأنّك ستتأخّر |
Biraz gecikeceğini söyledim. | Open Subtitles | قلنا لهم أنك ستتاخر قليلاً |