Saçmalama. geldiği gibi gider o ağrı. | Open Subtitles | لا تقلقي سيذهب الصداع بسرعة كما جاء |
Ve o sırada yukarıdaki sis geldiği gibi hızla okyanusa çekilerek ortadan kalktı ve bir daha da geri gelmedi. | Open Subtitles | وفتحت أعينهم ولمعوا بالظلام ثم فوق .. في لحظه كما جاء ... الضباب إختفى ... |
Ve bir anda, geldiği gibi gitti. | Open Subtitles | و فجأة كما جاء . إختفى |
Oh, hadi, iyi olacaksın. Sadece içinden geldiği gibi konuş. | Open Subtitles | بربّك، ستكون على مايرام، فقط تكلم من قلبكَ |
- Gordon'a içelim. geldiği gibi gitti. | Open Subtitles | نخب (غوردون) ما أتت به الرياح تأخذه الزوابع |
geldiği gibi hemen arkaya kaldırın. | Open Subtitles | إي بضاعة تأتي ضعوها في الخلف حالًا |
Ve bir anda, geldiği gibi gitti. | Open Subtitles | .... و فجأة كما جاء . إختفى |
Konuşmayı boşver, içinden geldiği gibi konuş. | Open Subtitles | تخلص من الخطاب، وتحدث من قلبكَ |
- Gordon'a içelim. geldiği gibi gitti. | Open Subtitles | نخب (غوردون) ما أتت به الرياح تأخذه الزوابع |
Burada boş şişe görmeyeceğim. geldiği gibi hemen arkaya kaldırın. | Open Subtitles | إي بضاعة تأتي ضعوها في الخلف حالًا |