Telsizden biri seslendi ve kızkardeşimi öldüren kişilerin beni öldürmeye geldiklerini söyledi. | Open Subtitles | أحدهم ظهر على راديو اللآسلكي, قال أن الذين قتلوا شقيقتي قادمون لقتلي. |
Birbirimizle kavga etmekle o kadar meşguldük ki geldiklerini göremedik. | Open Subtitles | نحن مشغولون للغاية بقتال أنفسنا, لا نراهم وهم قادمون أبدا |
Şurada bazı kitapçıklar var. Buraya nasıl geldiklerini bilmiyorum. | Open Subtitles | توجد بعض الكتيبات هناك لا أعرف كيف أتوا اٍلى هنا |
Buradan geldiklerini görebiliriz. | Open Subtitles | يفترض بنا أن نتمكّن من رؤيتهم وهم قادمين من هنا |
Hikayenizi anlatmanın başka harika bir yolu da çocuklarınıza onların nereden geldiklerini anlatmaktan geçer. | TED | طريقة رائعة إخرى لتخبر قصتك هو أن تطلع أطفالك عن المكان الذي جاءوا منه. |
Bu zorluklara rağmen, şimdiki durumlarında olduklarını düşünmüyorlar, bu zorluklar sebebiyle bu duruma geldiklerini biliyorlar. | TED | هم لا يفكرون بأنهم وصلوا إلى ما عليه اليوم برغم الصعوبات. بل يعرفون أنهم ما عليه اليوم كنتيجة لهذه الصعوبات. |
Çocuklarımız için geldiklerini, evlerimiz yıkılana kadar onları kara boyunca dağıttıklarını? | TED | بأنهم جاؤوا لأطفالنا، ليشتتوهم في القارة حتى تغرق منازلنا؟ |
Buraya geldiklerini söylediklerine emin misin? | Open Subtitles | نعم انا متأكد انهم قادمون هنا؟ لن يذهبوا الى اى مكان |
Bizi görmelerinden önce geldiklerini öğrenebileceğiz. | Open Subtitles | سنعلم أنهم قادمون قبل أن يستطيعوا حتى تحديد موضعنا |
Bütün eski sözcükleri söyledi. geldiklerini söyledi. Savaşçılara ihtiyacı olduğunu. | Open Subtitles | أعاد ذكر الكلمات القديمة، قال بأنهم قادمون و أنه بحاجة إلى المحاربين |
Bu şeyler tarafından kontrol ediliyoruz. Ne olduklarını ya da nereden geldiklerini bilmiyorum ama onları durdurmamız gerek. | Open Subtitles | أقسم لكِ أننا تحت سيطرة هذه المخلوقات ولا أعرف ما هم ، ولا من أين أتوا ، يجب أن نوقفهم |
Gazeteleri okuduysanız, İngiliz şampiyonlarının ...yarışabilmek için gemiyle geldiklerini biliyorsunuzdur. | Open Subtitles | لو قرأتم الصحف بها الكثير من الحديث عن الأبطال الإنجليز الذين أتوا للمشاركه ببطولتنا |
geldiklerini burdan görebiliriz. | Open Subtitles | يفترض بنا أن نتمكّن من رؤيتهم وهم قادمين من هنا |
Buraya ilk geldiğimde, bana onların çiçekleri sulamaya geldiklerini söylemişti. | Open Subtitles | في البداية عندما وصلت هنا.هو كان يخبرني انهم قادمين الى هنا لري النباتات |
Çoğu insan anılarına değer verir, anılarının kişiliklerini, kim olduklarını, nereden geldiklerini temsil ettiğini düşünür. | TED | معظم الناس تعتز بذكرياتهم، تعرف على أنها تمثل هويتهم، الذين هم، من حيث جاءوا. |
Şimdi, dünyanın bu tarafına niçin geldiklerini biliyoruz. | Open Subtitles | الآن نعرف لماذا جاءوا إلى هذا الجزء من العالم. |
Sadece bulundukları noktaya nasıl geldiklerini anlamaya yetecek bir duyarlılık. | TED | لكن ما يكفي من الرأفة لفهم كيف وصلوا إلى حيث هم. |
Onların bu dünyaya geldiklerini izlediğim sabah, ettiğim dua bu değildi. | Open Subtitles | ليس هذا النوع من الميراث كنت أصلي له عندما جاؤوا الى هذه الحياة |
Eve geldiklerini biliyordu ama umursamadı. Uyum sağladı. | Open Subtitles | لقد عرف انه اتوا للمنزل، لكنه فقط لم يبالى، لقد تكييف |
Örneğin Fratelli'ler. geldiklerini duyarız. | Open Subtitles | مثل الفراتليس في هذه الحالة سنسمعهم عندما يأتون |
Diskin üzerinde yazılar var fakat ne anlama geldiklerini bilmiyoruz. | TED | يبلغ عمره 4000 سنة. توجد هناك نقوش على هذا القرص لكننا لا نعرف معناها بعد. |
Özellikle aile içi şiddetin yaygın olduğu yerlerde kadınlardan bazı kötü haberler dinliyoruz. Bize kliniğe kocalarından gizli geldiklerini söylüyorlar. | TED | بعض من القصص الصعبة التي سمعناها هي من امرأة والتي، هي من هذه الأماكن التي يعتبر فيها العنف المنزلي أمراً شائعاً يخبرونا بأنه يجب أن نخفي هذا عن أزواجهم أي قدومهم إلى العيادة. |
Onu kayıkhaneden buraya adaya ne için geldiklerini bize anlatması için getirdim. | Open Subtitles | لذا أحضرته من سقيفة القوارب ليطلعنا... على سبب مجيئهم إلى هنا بالضبط |
Dün siz Birchler'in evindeyken buraya geldiklerini düşünüyoruz. | Open Subtitles | نحن نعتقد أنهما أتيا لهنا بعدما غادرتا منزل آل (بيرش) بالأمس |
Fakat bu iki adamın buraya nasıl geldiklerini anlamak için, ilk önce onların nereden geldiklerini bilmeliyiz... çeviri: rabiadelpueblo | Open Subtitles | لكن حتى نفهم كليًّا كيف وصلا هذان الرجلان هنا, أولا لا بد أن نعرف من أين أتوا . |
Bak, buraya nasıl geldiklerini ya da ne istediklerini bilseydim belki böyle bir şey olmazdı. | Open Subtitles | انظر، لو كنتُ أعلم كيف وصولوا إلى هنا، أو ماذا يريدون، فربّما ما كان ليحدث ما بدر. |
O kadar gelişmiş ki sanki canlı gibiydi. 9 sayılık diziler elde etmeyi başardım ama ne anlama geldiklerini bilmiyorum. | Open Subtitles | متقدمة وغريبة للغاية استطعت عزل بعض الخيوط الدالة على أعداد من تسعة أرقام، لكن لا دليل على معناهم |