| Yani, sayım yerel geleneklere göre yapılırsa, insanlar daha kolay mı kabul edecekler? | Open Subtitles | انت تختار تعبيراتك بعناية فائقة اعتقد انه لو اقيم التعداد حسب التقاليد المحلية |
| Perslerin Çin'de yerleştiği bölgedeki Moğollar yerel geleneklere uyum sağlamıştı. | Open Subtitles | المغول الذين إستقرّوا على الحدود الصينية تكيّفوا مع التقاليد المحليّة |
| Rastgele otoriteye veya yerel geleneklere göre seçilmiş olan eski standartların yerini matematiksel ve doğal ifadeler almıştır. | TED | المعايير القديمة المبنية على سلطات تعسفية أو التقاليد المحلية تم استبدالها بعلاقات مستمدة من الرياضيات والطبيعة. |
| Bana, geleneklere ve doğrulara hiç değer vermeyen biri gibi geldi. | Open Subtitles | بدت لى كامرأه لم تكن تهتم للتقاليد أو أن تفعل الشئ الصحيح |
| Onlar geleneklere uygun bir gelin ve torun olmamı istediler. | Open Subtitles | انهم يريدون زوجه ابن تقليدية و احفاد و كل شىء عليّ |
| Nedenini söyleyeyim. geleneklere karşı olduğum için değil. | Open Subtitles | ..وسوف اخبركم لماذا هذا لاننى ضد التقاليد |
| geleneklere uymak gerek. | Open Subtitles | وأنــا أريد فقط أن أقوم بتعلم هذه التقاليد |
| Böyle anlamız geleneklere inanmıyorum ben! | Open Subtitles | أنا لا اعتقد بمثل هذه التقاليد التى بلا معنى |
| Daha ne zamana kadar geleneklere kurban vereceğiz? | Open Subtitles | الى متى سوف نُضحي بحياتنا تحت اسم التقاليد ؟ |
| Kızınızda büyüklerine ve geleneklere karşı pek bir saygı göremiyorum.. | Open Subtitles | أرى بأن أبنتك لا تظهر عليها التقاليد أو احترم الأكبر سناً |
| Ben geleneklere saygı duyarım; ama onu orda öylece bırakamam. | Open Subtitles | أنا لست ضد التقاليد لكن لا أستطيع تركه هكذا |
| geleneklere göre kazanan son takımın kaptanı hakemlik yapmak için geri döner. | Open Subtitles | تنص التقاليد بأن آخر كابتن فاز بالبطولة يعود ليتولى مهمة الحكم |
| Şüpheli geleneklere bağlanıp kesin uyum sağlamış. | Open Subtitles | الجناة قاموا بتحريف و تغيير التقاليد لتصبح معزولة بالكامل |
| Senden tek istediğim geleneklere uyman, sürüleri birleştirmendi. | Open Subtitles | كل ما طلبته منك أن تتبع التقاليد وتوحد القطعان |
| Yani, eski geleneklere saygı duyulmasına rağmen bu yolculuğa çağdaş yöntemlerle çıkılması, ayrıca modern çağda gerçek bir hacı nasıl olunacağı konusu bana göre bir açmazdır. | Open Subtitles | لذا، فإن المعضلة بالنسبة لي هو أن يأتوا بشيء إلى التقاليد القديمة للطريق وماذا يعني أن تكون حاج الحقيقي في العصر الحديث |
| İlk randevu klişesi olduğunu biliyorum ama geleneklere önem veren biriyimdir. | Open Subtitles | إنه الموعد الاول الذي احصل عليه و لكن التقاليد مهمة بالنسبة لي |
| Yunan Olimpiyatı dendiğinde eski geleneklere kulak veriyoruz. | Open Subtitles | الآن, عندما نفكر في هذا المصطلح الأولمبياد اليوناني سنصغي للتقاليد القديمة |
| geleneklere saygıları yoktu. Geleneğe saygı göstermezsen, kargaşa çıkar. | Open Subtitles | لا إحترام للتقاليد إذا لم تُحتَرم التقاليد، تقع الفوضى |
| Ortodoks olmayan bir şekilde büyütüldüğün için, geleneklere karşı ne kadar isteksiz olduğunu görebiliyorum. | Open Subtitles | حسناً, أنا أرى خوف وتردد منكَ للعادات لأنك نشأت بطريقة غير تقليدية |
| Evlat, senin geleneklere karşı olduğunu biliyorum ama... | Open Subtitles | حَسناً، إبني، أَعْرفُ بأنّه غير تقليديُّ نوعاً ما... |
| Annem geleneklere çok bağlıydı. | Open Subtitles | امي كانت انسانة متعلقة بالتقاليد |
| Bayan fotoğrafçı olarak işim yöresel geleneklere karşı ciddi bir hakaret sayıldı, ailem ve benim için kalıcı bir leke yarattı. | TED | عملي كمصورة إمرأة كان يعتبر إهانة حقيقة للعادات المحلية مما جعلها وصمة عار أبدية لي و لعائلتي. |
| geleneklere uygun olarak, en yüce ruhani lider seçilmenizi kabul ediyor musunuz? | Open Subtitles | بمقتضى نتيجة الاقتراع الشرعي، أتقبل أن تكون الحبر الأعظم؟ |