MTT: Bu, elbette Opera'nın doğuşuydu, ve gelişmesi müziği köklü yeni bir yöne koydu. | TED | هذه بالطبع كانت بداية مولد الاوبرا و تطورها أدخل الموسيقى في تطور جذري جديد |
Bu yalnızca ilk defa içinde kullanılacak fonksiyonel, kullanılabilir modülleri yapan yüksek hıza sahip 3B baskının gelişmesi yüzünden mümkün. | TED | إنه ممكن فقط بسبب تطور الطباعة الثلاثية الأبعاد السريعة، والتي للمرة الأولى ستصنع وحدات عملية وفعالة لتدخل فيه. |
aynı kalıbı bulduk: insanlar ne kadar değişirse, tümörlerinin gelişmesi de o kadar etkileniyor. | TED | وجدنا نفس النمط السابق: كلما زاد تغير الناس كلما تأثر نمو الورم لديهم. |
Çünkü hem onun kasılmalarını engelleyemedin onun akciğerlerinin gelişmesi için bebeğe steroid vermemişsin, o yüzden sen de gidebilirsin. | Open Subtitles | هرمونات الطفلة تعطي ولم بل أيضاً تذهبي أن يمكنكِ لذا رئتيها, نمو تساعد |
Karşınızda gördüğünüz... iki ayaklı etoburun gelişmesi tam 60 milyon yıl sürdü. | Open Subtitles | أخذ حوالي 60 مليون سنة لتطوير آكل لحم ذو القدمين ترى أمامك |
Böylece uzun süre birlikte çalışan ekipler daha iyi hâle gelir, çünkü gerçek samimiyet ve açık sözlülük için gereken güvenin gelişmesi zaman alır. | TED | إذاً الفرق التي تعمل معاً لوقت أطول تتحسن، لأنها تأخذ وقت لتطوير الثقة التي تحتاجها للصراحة و الانفتاح الحقيقي. |
Ptolemy'nin modeli yasaklanarak astronominin gelişmesi 1500 yıl geciktirildi. | Open Subtitles | فإن نموذج بطليموس أعاق بقوة تطور وتقدم علم الفلك لمدة 1500 سنة |
Ülkemizin gelişmesi ve modernleşmesi bazı insanları kıskanç ve acımasız yaptı. | Open Subtitles | إن تطور بلادنا وحداثتها جعلت بعض الناس غيورين |
Neden bilmiyorum ama gelişmesi arttıkça aşağı beyin fonksiyonlarında sorunlara yol açıyor. | Open Subtitles | و لا أعرف لماذا ، و لكن يبدو أن تطور حالتك العقلية يتسبب في قصور في وظائف المخ الدنيا |
Yumurtaların gelişmesi için... 30° üstünde durmaları şart. | Open Subtitles | من الهام جداً لعملية تطور البيض أن يبقى فوق درجة 30 |
Kolektif iyimserliğimiz, bilimsel bilgiyi, biyoteknolojinin gelişmesi ile, insan hastalıklarını iyileştirmek için kullanmamızda kendini gösteriyor. | TED | إن تفاؤلنا الجماعي ينعكس في تطور التكنولوجيا الحيوية حول العالم، هذا التطور يسعى لتوظيف المعرفة العلمية في علاج الأمراض. |
Buradaki önemli nokta, bu hastalıklara sahip insanlara baktığınızda, bir şekilde mücadele veren beş kişiden birine, beynin bağlantılarının oluşma şeklinin bir çok farklı yolu olduğunu görürsünüz, ama öngörülebilen bazı şablonlar vardır ve bu şablonlar bu hastalıklardan birinin gelişmesi için risk faktörüdür. | TED | الجزء المهم هنا هو عندما تبدأون النظر إلى الأشخاص الذي لديهم تلك الإضطرابات، واحد بين كل خمسة منا والذين يعانون بطريقةٍ ما، سوف تجدون أن هناك الكثير من الإختلاف بالطريقة التي يتشابك فيها الدماغ، ولكن هناك بعض النماذج التي يمكن توقعها، وتلكم النماذج هي عوامل خطيرة في تطور أحد تلك الإضطرابات. |
Yani yerel firmaların gelişmesi teşvik edilmelidir. | TED | إذا نحتاج أن نشجع نمو الشركات المحلية |
"İnsanın gelişmesi, fiziken ve zihnen." | Open Subtitles | "نمو الرجلِ , جسدياً وعقلياً." |
"İnsanın gelişmesi, fiziken ve zihnen." | Open Subtitles | "نمو الرجلِ , جسدياً وعقلياً." |
Bu gölün gelişmesi için bir tasarım var, ve sanırım siz bunu değerlendirebilirsiniz. | Open Subtitles | لدي مخطط لتطوير هذه البحيرة وأظن أنك ستقدرّه |
Yeni ürünler, finansal işlemlerin gelişmesi için yeni yöntemler, para koyanlar için kazanç. | Open Subtitles | منتجات جديدة، طرق جديدة لتطوير تمويل العمليات خطط جديدة لتشارك الربح |
O bir istisna. Ben yeteneğinin gelişmesi için elimden geleni yapacağım. | Open Subtitles | بيير مميز، سأفعل ما بوسعي لتطوير موهبته |