ويكيبيديا

    "gelmek için" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • للوصول إلى
        
    • لأصل إلى
        
    • لتصل
        
    • للقدوم إلى
        
    • للوصول الى
        
    • لتأتي إلى
        
    • لأصل الى
        
    • كي أصل
        
    • لأحضر إلى
        
    • للمجيء إلى
        
    • لكي آتي
        
    • لكي تأتي
        
    • للخروج إلى
        
    • لنصل الى
        
    • للتغلب
        
    Oraya gidip takviyelerle geri gelmek için üç gün yetmez. Open Subtitles ثلاثة أيام مدة غير كافية للوصول إلى ألبني والعودة بالتعزيزات
    Son paramı buraya gelmek için tek yön bilete harcadım, ve sen bana inanç üzerinden iyileşmekten mi söz ediyorsun? Open Subtitles لقد أنفقت الدولار الأخير المتبقي لدي للوصول إلى هنا في تذكرة ذهاب فقط، و أنت تخبرينني بالشفاء عن طريق الإيمان
    Bu duruma gelmek için çok çalıştım, beni anladın mı? Open Subtitles لقد عملت بجِهد لأصل إلى هذا المركز. أتفهمني؟
    Ve bu nedenle, buraya gelmek için Inverleith Row'daki kestirme yolu kullanmış. TED ولذلك لابد أنها سلكت طريقاً مختصراً عبر ايفيرليث رو لتصل إلى هنا.
    Yani, buraya gelmek için onca şeyi almayı bahane mi ediyordun? Open Subtitles إذاً إشتريتي كل هذه الأشياء حتى تجدي عذراً للقدوم إلى هنا؟
    Ve neredeyse 26 kez buraya gelmek için korkunç yollarla öldü. Open Subtitles وتوفي تقريبا، مثل، 26 مرات في طرق مروعة للوصول الى هنا.
    Bu seviyeye gelmek için insanların ne kadar çalıştığını biliyor musun? Open Subtitles هل لديك فكرة كم عدد سنوات التدريب التي تلزم الشخص للوصول إلى هذا المستوي ؟
    Olduğun yere gelmek için çok çalıştın. Open Subtitles عملت بجدّ للوصول إلى مـا أنتَ فيه الآن نحن قريبون جداً
    Yalnız... biliyorum ki orada canlarına okuyorsun... ve bu noktaya gelmek için çok çalıştın. Open Subtitles انه فقط , كل ما اوده مشاهدتك وانتي تتفوقين وأنت عملت بجدّ للوصول إلى ما تريدين
    - Terapiye gelmek için erken mi? Open Subtitles جمـــيل سبعه أيام مده قصيره للوصول إلى الطب النفسى ؟
    Amerika'ya gelmek için botta dört gün geçiren bir kadın için Catalina, güneşe karşı baya hassastı. Open Subtitles بالنسبة لإمرأة قضت 4 أيام على طوافى في البحر للوصول إلى أمريكا تفاجئنا بأن كاتلينا حساسة ضد الشمس
    Bulunduğum yere gelmek için zenginlerin iki katı çalışmam gerekti. Open Subtitles وإضطررت للعمل ضعف ما يقوم به الأولاد الأغنياء لأصل إلى ما أنا عليه.
    - Grent, buraya gelmek için neler çektiğimi hayal bile edemezsin. O yüzden, işine ve kellene değer veriyorsan, geçmeme izin verirsin. Open Subtitles لا يمكنك تخيل ما خضته لأصل إلى هنا، لذا إن كنت تقدر عملك ، فستدعني أدخل
    Rachel Solando buraya gelmek için başka kimi geçmek zorundaydı? Open Subtitles من أيضاً يمكنها المرور من عنده لتصل إلى هنا ؟
    normalde 120'den 130'a kadar insan taşıyabilmekte. Belki de buraya gelmek için benzer bir uçağa binmiş olabilirsiniz. TED تحمل من 120 إلى 130 شخص. ربما ركبتم طائرة مماثلة للقدوم إلى هنا اليوم.
    Buraya gelmek için çok yol kat ettiler. TED لقد مروا بالكثير من الصعاب للوصول الى هنا.
    Eğer bu o kadar harika bir şeyse, niye her gün buraya gelmek için ofisten kaçıyorsun? Open Subtitles إذا كان عملك رائعا هكذا فلماذا تهرب من المكتب دائما لتأتي إلى هنا؟
    Bu albüm ta kendim,kalbim ve içimdekileri ifade ettim... olduğum yere gelmek için feragat ettiklerim,... benim bir parçam, asla kendime gelemiyeceğim. Open Subtitles هذا الألبوم يمثلنى أنه يمثل كل ما بقلبى وصدى لكل ما تخليت عنه لأصل الى هنا جزء منى لن استعيده مجددا
    Bu ana gelmek için yok ettiklerim her şey önüne çıkacak. Open Subtitles الأشياء التي دمرتها كي أصل لهذه اللحظة كل شيء وأي شيء وقف في طريقي
    Bakın, ebeveynlerimin cenaze töreninden sonra elimde kalan tüm parayı buraya gelmek için harcadım. Open Subtitles لقد أنفقت كل ما تبقى لدي بعد جنازة والدي فقط لأحضر إلى هنا
    Bunun çılgınca geldiğini biliyorum ama her gün sırf seni görmek adına bu koğuşa gelmek için bahaneler uyduruyorum. Open Subtitles أعرف أن هذا يبدو جنوناً لكنني أختلق الأعذار للمجيء إلى الردهة كل يوم فقط لأراك
    Buraya gelmek için banyomu terk ettim. Bu büyük bir olay. Open Subtitles تركتُ حمّامي لكي آتي إلى هنا و ذلك أمر مهم.
    Paris'e gelmek için en küçük şansı bile kaçırmıyor. Open Subtitles انها تنتهز أدنى فرصة تتاح لها لكي تأتي الى باريس
    Oğlum hareket ediyor mu? Dünyaya gelmek için sabırsız davranıyor mu? Open Subtitles أيمكنك الشعور بحركته متلهفاً للخروج إلى العالم؟
    Bu noktaya gelmek için komitemiz 1,5 yıl harcadı. Open Subtitles جعل مرضنا افضل حال نصف سنة لنصل الى هذا المستوى
    Psikoloji profesörlerimden biri, bana insanların korkularının üstesinden gelmek için hikâyeler anlattığını söylemişti. Open Subtitles واحد من اساتذتي النفسيين قال لي ان الناس تقول قصص للتغلب على خوفهم

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد