| Evet. Ben Ed Wood. Christine Jorgensen filminin yönetimi için gelmiştim. | Open Subtitles | أجل، أنا إد وود، جئت هنا بشأن إخراج فيلم كريستين جورغينسن |
| Ben nasıl olduğuna bakmaya gelmiştim ve yardıma ihtiyacım var. | Open Subtitles | جئت لأرى كيف تعملين وأنا أَحتاج إلى بعض المساعدة المساعدة؟ |
| Günaydın, Evlat. Şey için gelmiştim... Kirli giysin var mı diye. | Open Subtitles | صباح الخير ياولدي لقد أتيت لأرى أن كان لديك ملابس متسخة |
| Ben buraya 20 yıl önce gelmiştim ve sen bana üniforma dikmiştin. | Open Subtitles | أتيت إلى هنا قبل عشرين عام وأنت من أحاك لي زيّ العسكري |
| Hayır, ben Bay Theo van Gogh'u görmeye gelmiştim. Randevum vardı da. | Open Subtitles | لا , انا اتيت لرؤية السيد ثيو فان كوخ لدي موعد معه |
| Hayır, hayır, hayır. Aslında buraya bir şey almaya gelmiştim. | Open Subtitles | لا, لا, لقد أتيتُ إلى هنا في الواقع بنيّة الشراء |
| Bir zamanlar tanıdığım bir adama veda etmek için gelmiştim buraya. | Open Subtitles | لقد جئتُ من أجل توديع رجل .الذي قابلتُه مرة واحدة بحياتي |
| Sana ufak bir yardım için gelmiştim, ama sen bütün verdiğin sorun! | Open Subtitles | جئت إليك لمساعدة الصغيرة وكلّ ما يمكنكي عمله هو إعطائي .. اللعنة |
| Ah, evet, satın almış olduğum bu kılları geri vermeye gelmiştim. | Open Subtitles | ماذا تريد؟ نعم جئت لاعيد لك هذه شعر العانة التي اشتريت |
| Gözlemeler bir yana, buraya gerçekten oğlum hakkında konuşmaya gelmiştim. | Open Subtitles | بغض النظر عن الفطائر جئت هنا حقاً للتحدث عن ابني |
| Ben sizi ruhumla ve hem bedenimle sevmeye gelmiştim efendim. | Open Subtitles | جئت لكي أحبك من خلال الجسد و الروح، يا سيدتي. |
| Majesteleri, izniniz olursa, çalışmamın son halini göstermek için gelmiştim. | Open Subtitles | سيد هولباين جلالتك, وبعد إذنك جئت لأريك عملي القيد التقدم |
| yoksa Las Vegas'a gerçekten bir haber için mi gelmiştim? | Open Subtitles | أم أني أتيت فعلاً إلى لاس فيغاس لأعمل على قصة؟ |
| Buraya yeni bir yaşam bulmaya gelmiştim. Şimdi yanlış yerde aradığımı anlıyorum. | Open Subtitles | أتيت إلى هنا لإيجاد حياة و أدركت إنني أبحث في المكان الخطأ |
| Geçen sene, ofise koca çanta içinde patates bazukasıyla gelmiştim. | Open Subtitles | العام الماضي أتيت للعمل بمسدس البطاطا الخاص في كيس قماش |
| Sadece vali Chung'la olan yanlış anlaşılma çözüme ulaşmış mı diye bakmaya gelmiştim. | Open Subtitles | أَنا فَقَطْ أتيت لأرى الوضع مع سوء الفهم مَع الحاكمِ هل تم حله |
| Bana göre tam Katolik sayılmaz, ama buraya heyecan için gelmiştim. | Open Subtitles | إنها بابوية قليلًا على ذوقي لكن أتيت هنا من أجل المغامرة |
| Sana Lucas'ın oyuncularından birinin dün gece öldürüldüğünü söylemek için gelmiştim. | Open Subtitles | لقد اتيت لكى لكى اقول ان احد لاعب لوكاس قتل بالامس |
| Buraya daha önce de gelmiştim, o yüzden daha geçmeden sınırı geçtiğimizi söyleme. | Open Subtitles | أتيتُ إلى هنا من قبل ، لذا لا تخبرنا بأننا عبرنا الحدود بينما نحن فعلياً لم نفعل |
| Numarayı almak için gelmiştim, böylece arayıp şahit olduğumu söyleyecektim. | Open Subtitles | جئتُ لأخذ الرقم يمكنني الإتصال بهم وأقول بأنني احد الشهود |
| Buraya bir ajans bulmaya, çevre edinmeye gelmiştim, buna değil. | Open Subtitles | حضرت الى هنا لابلغ أي عميل القيام بالاتصالات، ليس هذا |
| Hayır. Yani, bara gelmiştim, seni göremedim. | Open Subtitles | نعم ، لا ، نعم ، لقد مررت لأتناول شراباً |
| Hafta sonu için gelmiştim. Buralı bir kızla tanıştım. | Open Subtitles | جِئتُ هنا لعطلة نهاية الإسبوعِ، و قابلتُ هذه البنتِ المحليّةِ. |
| Masaj için gelmiştim. Omuzlarım beni mahvediyordu. | Open Subtitles | لقدّ آتيت من أجل التدليك فأكتافيّ تقتلنيّ |
| Çok sevdim. Ben de buraya tam olarak bunun için gelmiştim! | Open Subtitles | احب ذلك جداً, ذلك سبب قدومي إلى هنا بالظبط |
| Evet şüphem yok. Bugün gördüm. Eve öğle yemeğine gelmiştim. | Open Subtitles | لا , انا متأكد هذا اليوم لقد كنت قادماً للبيت للغداء |
| Hediyesini sunmak için gelmiştim. | Open Subtitles | وجئتُ لتقديم هديّة |
| Seninle görüşmeye gelmiştim ve konuşmanızın son kısmını duydum. | Open Subtitles | لقد كُنت قادم كي أتحدث إليكِ ثُم أمسكتِ بتلك المحادثة. |
| Bir ressam olarak temsil edilmek için gelmiştim ama o gerçek kabiliyetimi gördü. | Open Subtitles | انا اتيتُ لها باحثة عن فرصة كرسامة لكنها رأت قدراتي الحقيقية |
| Ben Whitney Solloway için gelmiştim. | Open Subtitles | - أنا أهتم أنا هنا أبحثُ (ويتني سولواي) |
عربي 
إنجليزي 
فرنسي 
إسباني 
ألماني 
برتغالي 
تركي 