Size şunu söyleyeyim, kendilerini şu mavi yolculuk gemilerine atan insanları dinliyorum. | Open Subtitles | صدّقني، أسمع أن الناس يتدافعون على سفن الرحلات تلك. |
Eğer Goa'uld gemilerine karşı etkisizlerse, iyon topları kullanmak anlamsız olacak. | Open Subtitles | مدافع الأيون عديمة الفائدة إذا لم تصد سفن الجواؤلد |
Yeoman, tüm gemilere:"Ne olursa olsun Çin gemilerine ateş edilmeyecek." | Open Subtitles | أبلغ السفن بعدم إطلاق النار على الصينيين مهما كان السبب |
Düzenli gemilerine altı ateş gemisi gönderirsek bu onları dağılmaya zorlayabilir. | Open Subtitles | ست من السفن المتفجّرة نحو التشكيل الإسباني هذا سيجبرهم على التفرق |
Karanlık basınca, onları küçük tekneye alır, kendi gemilerine götürürüz. | Open Subtitles | حين يخيم الظلام سننقلهم بالقارب الى سفينتهم اتبعوني |
Bizi tarayan Wraith dartının pilotu, istihbaratını kovan gemilerine yolladı buraya ışınlandı ve gemisini mi yok etti? | Open Subtitles | قام الطيار بفحصنا ثم نقل المعلومات الى سفينتهم الام ثم نزل الى المدينه و دمر سفينته |
Onları bire bir yok etmemiz lazım. Ekipler gemilerine binsinler. | Open Subtitles | يجب ان ندمرهم سفينة سفينة اجلب الطيارين الى سفنهم |
Yâni, seni uzay gemilerine aldıklarında k.çından prostat masajı yaptıkları doğru mu? | Open Subtitles | أليس صحيحاً عندما يجلبوك لسفينتهم الفضائيةِ، يدخلون شيئاً داخل بروستاتكَ ومؤخرتك؟ |
1994'te, kadınlar savaş gemilerine alınmaya başladığında fantezisini gerçekleştirmek için askere yazılmış olabilir. | Open Subtitles | منذ أن جندنا النساء على سفن قتالية في عام 1994 هذا المجنون قد يكون مجنداً يعمل بدافع الإنتقام |
Geçmişte Asgard gemilerine böyle binmişlerdi. | Open Subtitles | هكذا أستطاعوا دخول أبدان سفن الأسغارد في الماضي |
Amerika "kolay bayrağı" taşıyan Fransız yük gemilerine resmi korsanlar tarafından el konulmasının serbest bırakılmasını önereceğiz. | Open Subtitles | سنقترح أن سفن الشحن الفرنسية التى تبحر رافعة العلم الأمريكي المحايد تكون عرضة للاعتقال من قبل السفن الحربية |
Onların köle gemilerine karşı durduk, şimdi de savaş gemilerine direneceğiz. | Open Subtitles | لقد نجونا من سفن العبيد الخاصة بهم و سننجو من سفن حربهم |
Dünyadaki kavisler onu engeller. O sinyali uzay gemilerine nakletmek için uydulara ihtiyacınız olur. | Open Subtitles | ستحتاج الى أقمار قادرة على تحليل هذه الاشارة للاتصال بهذه السفن |
Seni temin ederim, beni asla o korkunç yıldız gemilerine bindiremezler. | Open Subtitles | يُمكنني أن أؤكد لك، لن يُمكنهم أبداً أن يضعوني على إحدى السفن النجومية الرهيبة هذه. |
Emrimle birlikte, tüm gemiler doğruca uzaylı gemilerine ateş edip, onları hurdaya çevirecek. | Open Subtitles | عندما أصدر الأمر، ستصطف كل السفن وتطلق النار على مدافع الغرباء المميتة، مما يؤدي إلى سدّها بالحطام. |
Evet, ne yaptığını bilmem gerekiyor. Kovan gemilerine sinyal yollamaya devam ediyor mu diye. | Open Subtitles | احتاج ان اعرف اذا كان ارسل المعلومات الى سفينتهم ام لا |
Savaş gemilerine diz çöktürdük. | Open Subtitles | أحضرنا سفينتهم الحربيةَ الى ما بين ركبتيه |
Bu da demek ki savaş başlıklarını direk gemilerine ışınlayabiliriz. | Open Subtitles | مايعني أننا سنكون قادرين على نقل الرأس النووي بالشعاع مباشرة إلى سفينتهم |
Onların kovanlarından birine girdim ve gemilerine karşı savaştım bana güvenin, ilk Wraith bu ilaç yüzünden öldüğü zaman basitçe yollarına devam etmeyecekler. | Open Subtitles | أنا كنت في أحد خلاياهم وقاتلت ضدّ سفنهم. عندما يموت الريث الأول بسبب هذا المخدّر،لن ينتقلوا. |
Beni gemilerine çıkarıp eve götürecekler. | Open Subtitles | سينقلوني لسفينتهم ثم سنعود للوطن |
Uçacak ve kovan gemilerine yetiştiğiniz zamana kadar da savaşabilecek durumda olacak. | Open Subtitles | وفي الوقت الذي ستصل به للسفن الأم يفترض أن تكون قادر على القتال |
Şimdi gemilerine söyle geri çekilip bana teslim olsunlar. | Open Subtitles | اؤمري الآن كلّ سفنك بالكفّ عن القتال والاستسلام إليّ. |
Bizim soruşturmamızla daha alakalı olanı Ling, pek çok Asya limanında Amerikan Donanması gemilerine yakıt ve materyal satan bir faaliyet şirketine sahip. | Open Subtitles | وأكثر صلة بتحقيقنا لينغ يملك شركة خدمات التى تبيع الوقود والامدادات لسفن البحرية الامريكية |
Beş yıl oldu. Ateş Lordu Ozai, köyümüzdeki kömür madenini gemilerine yakıt sağlamak için kullanıyor. | Open Subtitles | (خمس أعوام, سيد النار (أوزاي يستخدم مناجم الفحم الخاصة بالمدينة كوقود لسفنه |
Ve bölgelerini koruyan uçak gemilerine baktıklarında, bom boş okyanustan başka bir şey yoktu. | Open Subtitles | و عندما بحثوا في الأفق عن حاملات الطائرات التي غطت إنزالهم لم يشاهدوا آي شيء سوى المحيط الشاسع |
Bizim uçaklarımızın Japon uçak gemilerine ulaşması 1 saat sürer. | Open Subtitles | طائراتنا من انتربرايزس و هورنت ينبغى ان تضرب الحاملات اليابانيه خلال اقل من ساعه |