Tuvalet kazmayı, su kaynatmayı ve doğuştan asil genç bir hanım için hiç de uygun olmayan bir dizi işi yapmayı öğrenmiştim. | Open Subtitles | لقد تعلمتُ أن أبني مراحيض و حُفر لغلي الماء و بمقدوري القيام بالكثير من الأشياء لا تُناسب أيّ فتاة شابة حديثة النشأة |
Şey, burada genç bir hanım var... bana şey demeye çalışıyor... | Open Subtitles | يوجد هناك توجد هنا فتاة شابة تحاول أن تخبرني أن |
Senin gibi pırıl pırıl, genç bir hanım restoranda her zaman işimize yarar. | Open Subtitles | يمكننا دائماً أن نستفيد من شابة لامعة مثلكِ بالمطعم, |
Neyse, bir sevgilisi olmasına rağmen bizim Tereddütlü, genç bir hanım ile iş yerinde uygun olmayan bir flört durumuna dâhil oldu. | Open Subtitles | على أي حال، بالرغم من حقيقة أن لديه صديقة شيلى شالى) استسلم لمغازلات) غير لائقة من شابة ضغيرة بمكان العمل |
Aethelflaed çok talihli genç bir hanım. | Open Subtitles | (إيثلفليد) هي امرأة شابة محظوظة |
Aethelflaed çok talihli genç bir hanım. | Open Subtitles | (إيثلفليد) هي امرأة شابة محظوظة |