ويكيبيديا

    "genişliyor" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • تتوسع
        
    • تتسع
        
    • يتسع
        
    • تتّسع
        
    • يتمدد
        
    • يتوسع
        
    • يتمدّد
        
    Ölçeklenebilir bir teknolojiye sahibiz ve küresel ortaklarımızın ağı genişliyor ve bu daha da hızlandırılabilir. Dolayısıyla bu görevin başarılabileceğine dair içimiz rahat. TED لدينا التقنية التي يمكن مضاعفة جهدها، وشبكتنا من الشركاء العالميين تتوسع ويمكن أن تتوسع بنسق سريع، لذلك نحن مطمئنون لإمكانية إنجاز هذه المهمة.
    Fakat bu konuşmanın özünde şunu söylüyordu: Bu roller ve alanlar sürekli genişliyor ve evriliyor. TED ولكن كان يقول أيضاً أن جوهر هذا الحديث: تتوسع هذه الأدوار والنطاقات وتتطور باستمرار.
    Her dakika geçtiğinde, füzenin hedef bölgesi genişliyor. Open Subtitles مع كل دقيقة تمر فإن منطقة هدف هذا الصاروخ تتسع.
    Evet, çizdim. Çünkü çeliğe dönüşünce kıyafetlerim genişliyor ve üzerime olmuyor. Open Subtitles ورسمتها فقط لأنّي بعدما أتحوّل لفولاذ تتسع ثيابي ويبدو مظهري بها محرجًا.
    Başta, yüksek yağış miktarı olan küçük bir tepe noktamız varken, şimdi o alan genişliyor ve artıyor. TED حيث كان لدينا في البداية مساحة غطاء صغير من الأمطار، هذه الغطاء يتسع الآن ويأخذ في الإرتفاع.
    Yani daha da güçleniyorlar. Yarık genişliyor ve bir şeyler gizlice gelecek. Ne yarığı? Open Subtitles معنى هذا أن الصدع يتسع وشئ ما يحاول العبور متسللاً
    Güneş 24 saat tepedeyken, deniz gergedanlarının yol aldığı açıklıklar her geçen gün genişliyor. Open Subtitles بوجود 24 ساعة من ضوء الشمس، فإن الأخاديد التي يهاجر الكركدن على طولها كانت تتّسع كلّ يوم
    Evren son 10 milyar yıldır genişliyor. TED الكون يتمدد منذ العشر بلايين سنة الماضية.
    Ateşin ısısı arttıkça yanmanın oluşturduğu karbondioksit ve su buharı genişliyor. TED أثناء ازدياد درجة حرارة النار، فإن ثاني أكسيد الكربون وبخار الماء المتولد من الاحتراق يتوسع.
    Evren genişliyor. Open Subtitles - العالم يتمدّد
    Kore Savaşı tüm yarımada boyunca genişliyor. Open Subtitles الحرب الكورية تتوسع في كافة أنحاء شبه الجزيرة الكورية
    Yerde çok çirkin, süzgeç gibi sızdırıyor ancak Mach 1'de bağlantılar genişliyor, kuruyor, cehennemden çıkma bir yarasa gibi. Open Subtitles تبدو قبيحة على الارض لكنها رائعة في الجو تتوسع وتطير بسرعة شديدة
    Diyelim ki kritik kütleye kadar genişliyor, tüm kişiliğini ele geçiriyor ve seni kontrol edilemez bir canavar yapıyor. Open Subtitles تخيلها تتوسع بشكل خطير حتى تطغى على كامل شخصيتك و تحولك إلى وحش لا يمكن السيطرة عليه
    "genişliyor ve yayılıyor, genişliyor ve yayılıyor." TED " انها تتمدد و تتسع، انها تتمدد و تتسع"
    Kutuyu genişlettiğiniz zaman, ateşlendiği alan da genişliyor. TED وحين توسع الصندوق، تتسع أماكن الإطلاق (الكهربائي)
    Saat işliyor. Boşluk genişliyor. Open Subtitles الوقت يمضي و الهوة تتسع
    Nerede başladığını bilmiyorum ama buraya ulaşıyor ve genişliyor. Open Subtitles لا أدري أين بدايته، ولكنه يتسع بداية مِن هنا.
    Ama güç alanı genişliyor. Open Subtitles ورغم هذا، فإن مجالهم للقوة يتسع -لم يكن هذا قصدنا
    Ama genişliyor. Open Subtitles ولكن المجال يتسع
    İç sahil burada genişliyor. Open Subtitles المنطقة الداخليّة من السّاحل تتّسع هنا.
    Genişleme yalnızca galaksiler arasındaki kara boşlukta üstün geliyor ve uzay genişliyor. TED فالثقوب السوداء التي بين المجرات هي حيث استطاع التوسع أن ينتصر والمكان أن يتمدد.
    Şu anımızı da biliyoruz: bilim adamlarının galaksilerin hareketi üzerine gözlemleri gösteriyor ki, evren artan bir hızda genişliyor. TED ونحن على علمٍ بحاضرنا: فملاحظات العلماء حول حركة المجرات تخبرنا بأنّ كوننا يتوسع بسرعة.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد