Ve şimdi sadece "İskele" yazan küçük bir etiket arıyorlar. Ama gerçek şeyler için de kullanılabilir. | TED | و يبحثون فقط عن لاصقة صغيرة مكتوب عليها "بوردواك" لكن يمكن أن تستخدم في أشياء حقيقية |
Dersler gerçek şeyler hakkında değil. | Open Subtitles | إنهم لا يتحدثون عن أشياء حقيقية |
Kendine hikâyeler anlatarak gerçek şeyler elde etmeye çalışmak tuzaktır. | Open Subtitles | محاولة الحصول على شيء حقيقي عن طريق إخبار قصصك للآخرين هو فخ |
Güzel, eğer bir şeyler yapmak istersen... demek istediğim... gerçek şeyler... yardımını kullanabiliriz. | Open Subtitles | حسنا، إن أردت عمل شيء... أعني... عمل شيء حقيقي... |
Belki sahte şeylerden sıkıldın, belki artık gerçek şeyler görmek istiyordun. | Open Subtitles | وقد تكوت سأمت من الصور الغير الحقيقية وبدأت تعشق الأشياء الحقيقية |
Biz gerçek şeyler konuşuyoruz, anlıyor musun? | Open Subtitles | نتحدث عن الأشياء الحقيقية أتفهم؟ |
Ben bir şeyler bilmek istiyorum yani gerçek şeyler | Open Subtitles | أريد أن أعرف أشياء ، مثل ، أشياء حقيقية |
gerçek şeyler. | Open Subtitles | إنها أشياء حقيقية |
gerçek şeyler değil bunlar. | Open Subtitles | هذه ليست أشياء حقيقية |
Bunların hiçbiri gerçek şeyler değil. | Open Subtitles | ولا أياً منها أشياء حقيقية |
Orada gerçek şeyler var. | Open Subtitles | يوجد شيء حقيقي هناك |
Burada gerçek şeyler oluyor. | Open Subtitles | حيث تحدث الأشياء الحقيقية. |