Tüm söylemek istediğim, gerçek bir iş hayatına bir masa kurmanın heyecanlı olacağı. | Open Subtitles | جلّ ما أقوله هو أظنني سيكون مثيرًا لأحول مكتبًا واحدًا إلى عمل حقيقي. |
Liberya hükümetiyle bir sözleşme yaptık, ona maaş bağladık, ve gerçek bir iş sahibi olma şansını verdik. | TED | وبمعية الحكومة الليبيرية، وقعنا عقدا، ودفعنا لها راتبا وأعطيناها فرصة الحصول على عمل حقيقي. |
Dışarı çıkıp gerçek bir iş alana kadar gözlerden uzak duracaksınız. | Open Subtitles | تنتظر حتى يمكنك الخروج و الحصول على عمل حقيقي |
gerçek bir iş. Okul bitince başlıyorum. | Open Subtitles | لقد حصلت على وظيفة حقيقية ، بعد إنتهاء العام الدراسى |
- gerçek bir iş için planın var mı, yoksa ölene kadar ailenin paranı mı yiyeceksin? | Open Subtitles | نعم, في الحقيقة هل هناك مخططات لحصولك على وظيفة حقيقية او استخدم نفوذك في العائلة واستخدم نقودها إلى بقية حياتك |
10 yaşındayken gerçek bir iş istemiştim. | Open Subtitles | عندما كُنتُ في سِن العاشرَة، أردتُ عملاً حقيقياً |
Şimdi bilim insanı arkadaşlarımla gerçek bir iş yapacağız. | Open Subtitles | وأنا على وشك الذهاب مع أصدقاء العلم، ونحن على وشك القيام بعمل حقيقي. |
Geri döneceğim belki de gerçek bir iş yaparız, Jimmy Ford. | Open Subtitles | سأعود ربما يمكننا القيام ببعض الأعمال الحقيقية (يا (جيمي فورد |
Buna gerçek bir iş gibi davranalım, ne dersin? Saatine 5 dolar, günde en fazla 30 dolar. | Open Subtitles | لندفع لك وكأنها عمل حقيقي خمسُ دولارات بالساعة |
Bu sektörde gerçek bir iş bulmaya çalışmalısın istikrarlı bir iş. | Open Subtitles | حسب رأيي، عليك إيجاد عمل حقيقي في هذا الميدان عمل به بعض الإستقرار |
Ne yapacaksın peki, gerçek bir iş mi bulacaksın? | Open Subtitles | اذا مالذي تنوي فعله , استحصل على عمل حقيقي ؟ |
Bunun anlamı, anne, gerçek bir iş almalı. | Open Subtitles | إنه يعني أن والدتك قد تحصل على عمل حقيقي. |
Ona gerçek bir iş teklif ettim, beni reddetti. | Open Subtitles | عرضت على ذلك الفتى عمل حقيقي وأدار ظهره لي |
Çocuğumuz olduğunda, bu paranın yeterli olmadığını gerçek bir iş bulmam gerektiğini söyledi. | Open Subtitles | وحينما أنجبنا طفلة قالت أن ذلك غير كافياً قالت أنه يجب أن احصل على عمل حقيقي فأخبرتها أننى هكذا أمزق حياتى |
Pekâlâ kızlar. gerçek bir iş kurduğunuzda beni arayın. | Open Subtitles | حسناً يا فتيات، نادوني عندما يكون لديكم عمل حقيقي. |
Şimdi anladım. gerçek bir iş bulamıyorsun. | Open Subtitles | . لا , الأن فهمت ذلك . أنت لا تستطيع الحصول على عمل حقيقي |
O zaman gerçek bir iş bulmam gerekecek çünkü şu an kuruşum yok. | Open Subtitles | حينها عليّ الحصول على وظيفة حقيقية لأنني الآن مطرود |
O zamanlar okulu bitirmek üzereydim, gerçek bir iş bulup yeni sanat malzemeleri almak için heyecanlıydım. | TED | في الوقت الذي كنت قد أنهيت فيه دراستي كنت متشوقاً للحصول على وظيفة حقيقية و القدرة أخيراً على دفع تكاليف تجهيزات فنية جديدة. |
gerçek bir iş vermeden önce, 6 ay arabanı yıkatmak gibi mi? | Open Subtitles | جعلتني أغسل سيارتك لستة أشهر قبل إعطائي عملاً حقيقياً |
Silah parlatmak yerine neden gerçek bir iş yapmadığınızı merak ediyorsunuzdur. | Open Subtitles | تتسائلن من أين ليّ جعلكن تلمعن حقيبة أسلحة بدلًا من قيامكن بعمل حقيقي |
Mutfağımızdan gerçek bir iş yönetemezsin. | Open Subtitles | انتِ تعرفين انه لا يمكنك إدارة عمل حقيقى فى مطبخنا |