Ama Peder, bu resimler bize dünyanin gerçek yüzünü gösteriyor. | Open Subtitles | لكن هذه الطبعات ايها القديس تعرض الوجه الحقيقي من عالمنا |
Bana yol gösteren güdü, savaşın gerçek yüzünü gösteren bir fotoğrafın aynı zamanda savaş karşıtı fotoğrafın tanımı olabileceğiydi. | TED | لكني كنت مدفوعاً بإحساس متوارث بأن الصورة التي كشفت الوجه الحقيقي للحرب ستكون بحسب التعريف صورة مناهضة للحرب. |
Şiddetsizlik, sivil başkaldırının gerçek yüzünü saklamak için taktığı bir maskedir. | Open Subtitles | عدم العنف هو القناع الذي يرتديه العصيان المدني ليخفي وجهه الحقيقي |
-Onun gerçek yüzünü gördüm. -Ben de senin gerçek yüzünü gördüm. | Open Subtitles | ــ لقد رأيت وجهه الحقيقي ــ وأنا رأيت وجهك |
gerçek yüzünü, hiç bu kadar yakınlaştırmamıştın yüzüme. | Open Subtitles | انت لم تقم بوضع وجهك الحقيقي بهذا القرب مني |
Bana gerçek yüzünü göster. | Open Subtitles | -أرني وجهك الحقيقيّ |
Bu hâlde, bağışıklık sisteminiz kanser hücresinin gerçek yüzünü görebilecektir: Yani yok edilmesi gereken bir şey olduğunu. | TED | حسنًا، جهازك المناعي سيكون قادرًا ربّما على رؤية الخليّة السرطانية على حقيقتها: شيئًا لا بد من تدميره. |
gerçek yüzünü hiç göstermediğin için mi? Sebebi bu mu? | Open Subtitles | لأنك لم تدعيني أراك على حقيقتك أهذا هو السبب ؟ |
Dogville onun için çok önemliydi ve onlara gerçek yüzünü göstermişti. | Open Subtitles | إهتمّتْ بدوجفي و أظهرت للبلدة وجهها، وجهها الحقيقي. لكن هل كان هذا كافياً؟ |
Yüzünü gördüm, yani bunun altındaki gerçek yüzünü. | Open Subtitles | كانيمكننيأن أرىوجهه, الوجه الحقيقي خلف هذا |
Kendisine gerçek yüzünü gösterebilirsin ama göstermiyorsun. | Open Subtitles | هل يمكن أن تبين لها الوجه الحقيقي الخاص بك، و ولكنك لا تفعل ذلك. |
Kendisine gerçek yüzünü gösterebilirsin ama göstermiyorsun. | Open Subtitles | هل يمكن أن تبين لها الوجه الحقيقي الخاص بك، ولكنك لا تفعل ذلك. |
Açıkçası evrenin gerçek yüzünü senden yardım istediğinde görüyorsun sadece. | Open Subtitles | لا ترين الوجه الحقيقي للكون إلا حين يطلب مساعدتكِ |
Müttefiklerimiz arasında onun gerçek yüzünü görmek isteyen çok. | Open Subtitles | هناك الكثير من حلفائنا الذين يتمنون رؤية وجهه الحقيقي |
Bu haydut, bu müthiş insanın güvenine ihanet ederek ve soğukkanlılıkla onu öldürerek herkese gerçek yüzünü gösterdi. | Open Subtitles | حيث وضع الناس ثقتهم في سفاح بقناع و عباءة سفاح اظهر لنا وجهه الحقيقي عندما خان ثقة هذا الرجل العظيم و اغتاله ببرودة دم |
Ya şüpheli gerçek yüzünü gösteriyorsa? | Open Subtitles | ماذا لو أن المشتبه به بدأ يظهر وجهه الحقيقي ؟ |
Artık Senin gerçek yüzünü görüyorum Tanrım. | Open Subtitles | أري الآن، إلهي، هذا وجهك الحقيقي |
Belki de gerçek yüzünü gösterirsin. | Open Subtitles | أو أنك ستظهر وجهك الحقيقي |
Silas, bana gerçek yüzünü göster. | Open Subtitles | (سايلس)، أرني وجهك الحقيقيّ! |
- Bir düşünsene, ...kızın gerçek yüzünü görmem lazımdı. | Open Subtitles | فكّر بذلك أردتها أن تظهر على حقيقتها و هذا ما حدث. |
Seni kameralar olmadan görmek istedim gece için gerçek yüzünü taktığında, gözlerine bakmak istedim. | Open Subtitles | انا اردت ان اراك على حقيقتك حين جهزت وجهك العام لاجل الليل |
Ben onun gerçek yüzünü gördüm. | Open Subtitles | ،لقد رأيت وجهها الحقيقي ..الشوارع عبارة عن مواسير مجاري طويلة |
Jing'er gerçek yüzünü gösterme zamanı geldi. | Open Subtitles | (جينغر)، حان الوقت لتظهري وجهكِ الحقيقي. |