Tüm bu zamanlarda, sizden farklı bir hızda ve ritmde çalışabilirim ve bunu gerçek zamanda sizinle olma İllüzyonunu sürdürürken yapabilirim. | TED | في جميع الأوقات، يمكن أن تعمل في إيقاع مختلف وخطي منك، وبينما أنا اتحمل الوهم أنني داعبت في الوقت الحقيقي |
gerçek zamanda, kibritlere ulaşması 12 dakika sürer. | Open Subtitles | في الوقت الحقيقي ستستغرق 12 دقيقة لتصل إلى الثقاب |
Kullanışlı olması için gerçek zamanda olmalı. | Open Subtitles | يجب ان تكون في الوقت الحقيقي حتى تكون نافعة |
gerçek zamanda oluyor ve söyleyeceğin şeyi kontrol edemiyorsun." | TED | تحدث في الوقت الحقيقي ولا يمكنك التحكم في ما ستقوله." |
Her Zipcar 15 kişisel araba yerine geçiyor, ve her sürücü yaklaşık %80 daha az araba sürüyor çünkü artık tüm maliyetini ödüyorlar hemen, gerçek zamanda. | TED | كل "زيبكار" تعوض عن خمسة عشر سيارة شخصية, وكل سائق يقود حوالي ثمانين بالمائة أقل لأنهم الآن يدفعون التكلفه الكاملة, كلها في الحال, في الوقت الحقيقي. |
Dolayısıyla, Satürn'ü izleyerek aslında güneş sistemimizin gerçek zamanda nasıl oluştuğunu ufak ölçekte izlemiş oluyoruz, yani bir test ortamı gibi görülebilir. | TED | إذاً، الفكرة هي أنه بمشاهدة زحل نحن نشاهد في الواقع نظامنا الشمسي و في الوقت الحقيقي خلال تشكله و لكن على مقياس أصغر لذلك فإنه أشبه بمكان اختبار بالنسبة إلينا. |
gerçek zamanda 1 dakikacık sürdü. | Open Subtitles | دقيقة واحدة من الوقت الحقيقي |
gerçek zamanda oluyorlar. | Open Subtitles | إنهم يحدث في الوقت الحقيقي. |