Yıllar boyunca onları incelerken ve ne kadar çok olduklarını gözlemlerken bunun Gerçekten tuhaf olduğunu düşünmüştük. | TED | لذا على مر السنين، بينما كنا ندرسهم ونكتشف مدى وفرتهم، كنا نعتقد، أن هذا أمر غريب حقاً. |
Bu makina Gerçekten tuhaf, ve bunun sonuçlarından biri ise insanların acayip olmaları. | TED | هذا الجهاز غريب حقاً ، وإحدى النتائج هي أن الناس غريبي الأطوار. |
Gerçekten tuhaf şeyler oluyor. Bebeğim, bebeğim, bebeğim git ve arabayı al. | Open Subtitles | ثمة خطب غريب جداً يحدث حبيبتي، حبيبتي، حبيبتي |
Ya Brandon çok dakik ya da şu anda Gerçekten tuhaf bir şeyler oluyor. | Open Subtitles | إما براندون هو المتمسك عن الالتزام بالمواعيد، أو شيء غريب حقا يجري في الوقت الحالي. |
Tuhaf bir şey. Boşanmış olman Gerçekten tuhaf. | Open Subtitles | نعم ولكنه غريب ، انه غريب فعلاً أنك مطلق |
Kötü bir zaman olduğunu biliyorum ama senden bir sır saklamak bana Gerçekten tuhaf geldi ve Çarşamba günü geri dönmek zorunda olma nedenlerimden bir tanesi de bu. | Open Subtitles | أعرف بأنه وقت مزعج، لكني بدوت غربة جدا إبقائه سر منك |
Söylemem lazım. Bu Gerçekten tuhaf bir şekilde canlandırıcı. | Open Subtitles | يجب ان اقول ذلك انعاش غريب جدا |
Evet... kendini "Shou Bey" olarak tanıttı, ve Gerçekten tuhaf bir sesi vardı. | Open Subtitles | أجل... إنه يسمي نفسه السيد شو, و هو يمتلك صوتا غريبا حقا |
Evet, Gerçekten tuhaf. | Open Subtitles | نعم.. إنها غريبة جدا |
Sonunda kızın depresyona gireceğini bilmen Gerçekten tuhaf. | Open Subtitles | على الرغم أنّ عليك الإعتراف أنّ مُشاهدتها تنهار عصبياً مُضحك بشدّة. |
Bu Gerçekten tuhaf, çünkü "aşk" için "Mike ve Jilly" yazmıştım. | Open Subtitles | هذا غريب حقاً, لأنه انا كتبت للـ حب "مايك و جيل" |
Gerçekten tuhaf bir adamsın, değil mi? Öyle görünüyor. | Open Subtitles | انت رجل غريب حقاً, أليس كذلك؟ |
Gerçekten tuhaf, baba. | Open Subtitles | هذا غريب حقاً يا أبي |
Oh, Gerçekten tuhaf bir dil var. Daha iyi diş ipi gerekir. | Open Subtitles | أوه , لديك لسان غريب جداً جداً عليك أن تستخدم خيط الأسنان أكثر من ذلك |
- Doğru, Gerçekten tuhaf. | Open Subtitles | إنها الحقيقة. إنه أمر غريب جداً |
Elliot hasta ve Gerçekten tuhaf bir bok görüyorum. | Open Subtitles | المرضى إليوت وأرى بعض القرف غريب حقا. |
Bu Gerçekten tuhaf, biliyorsun değil mi? | Open Subtitles | ، ذلك غريب حقا |
-bu Gerçekten tuhaf. -bundan hoşlanmadım. | Open Subtitles | - هذا غريب فعلاً أنا لا أحب ما أرى |
Bu Gerçekten tuhaf. | Open Subtitles | هذا غريب فعلاً - نعم ، سأقول لك - |
Ama bu bana Gerçekten tuhaf geldi. | Open Subtitles | لكنه بدا غربة جدا |
- Bilmiyorum. Bu Gerçekten tuhaf. | Open Subtitles | لا أدرى فالأمر غريب جدا ً |
Allison,o adam Gerçekten tuhaf bir insan, | Open Subtitles | أليسون ، ذلك الرجل كان غريبا حقا |
Sonunda kızın depresyona... ..gireceğini bilmen Gerçekten tuhaf. | Open Subtitles | على الرغم أنّ عليك الإعتراف أنّ مُشاهدتها تنهار عصبياً مُضحك بشدّة. |
"Rusty." Baba, Gerçekten tuhaf olmaya başladın. | Open Subtitles | ابي, لقد اصبحت حقا غريب الاطوار |
Zaten tuhafsın dostum ama "bilinen" gibi kelimeler kullanınca Gerçekten tuhaf görünüyorsun. | Open Subtitles | أنتَ رجلٌ غريب الأطوار كما هو واضح لكن عندما تقول كلمة مثل الكذب المصقول فأنتَ تبدو حقاً غريب الأطوار - حقاً؟ |