Kendinden gereğinden çok nefret ettiğini ve tutkunun bana ilham verdiğini biliyor musun? | Open Subtitles | هل تعلمين بأنك تكرهين نفسك أكثر من اللازم و أن شغفك ألهمني ؟ |
- Biz onu serbest yetiştirdik. - Belki de gereğinden fazla! | Open Subtitles | كان لديه الكثير من الحرية - أكثر من اللازم ربما - |
Bana göre gereğinden fazla bilgi diye bir şey yoktur. | Open Subtitles | حسب تجربتي، لا توجد معلومات أكثر من اللازم |
Ona gereğinden fazla su veriyorsun seni şeytan. | Open Subtitles | لقد أملأت بطنه بالماء أيها الشيطان. |
Petersen ile görüştüm ve galiba gereğinden fazla konuştum. | Open Subtitles | تكلمت مع بيترسون و ربما قلت أكثر مما يجب بي |
Görüyor musun ofisimde gereğinden fazla vakit geçiriyorsun. | Open Subtitles | أتري ، قدّ أمضيتِ وقتاً أكثر من اللاّزم بمكتبي. |
Ama işler gereğinden fazla kötü olduğunda aklımda gideceğim tek bir yer var. | Open Subtitles | .. لكن ان حالت الأمور إلى السوء كثيراً كان هناك مكان واحد في عقلي يمكنني الذهاب له |
Eğer onlara gereğinden fazla sevgi verirsen onlar sana bunun karşılığını vereceklerdir. | Open Subtitles | إذا أظهرت لهم مودة أكثر من اللازم ستعطيهم الفرصة كي يستغلونك |
Evet, fakat Adam, hiç işlerin gereğinden fazla iyi yürüdüğünü düşündüğün olmuyor mu? | Open Subtitles | نعم و لكن هل فكرت أن الأمور جيدة أكثر من اللازم هنا؟ |
Ancak bir bıldırcını gereğinden fazla pişirmekten daha büyük bir günah yoktur. | Open Subtitles | و لكن ليس هناك خطيئة أعظم من أن تطهو طيور السّمان أكثر من اللازم |
Bu ailenin gereğinden fazla rahatsız edilmesini istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد أن تشعر هذهِ العائله بأنزعاج أكثر من اللازم |
Shivani bu davayı gereğinden fazla büyütme. | Open Subtitles | شيفانى لا تطيلى هذه القضيه اكثر من اللازم |
Dürüst olmak gerekirse, onlara gereğinden fazla bel bağlamışım. | Open Subtitles | لكن بصراحه أعتقد أني اعتمدت عليهم أكثر من اللازم |
Aramızda kalacak. Kraliçe'nin gereğinden fazla endişelenmesine gerek yok. | Open Subtitles | بيني وبينك، لا داعي لإرباك الملكة أكثر من اللازم. |
Adımı gereğinden fazla yüksek sesle söyleyerek odanızdaki birini varlığımdan haberdar ettiniz. | Open Subtitles | لقد قلت اسمي بصوت أعلى من اللازم كما لو أنك تحذرين شخصًا في غرفتك من وجودي |
Ona gereğinden fazla su veriyorsun seni şeytan. | Open Subtitles | لقد أملأت بطنه بالماء أيها الشيطان. |
Petersen ile görüştüm. Galiba gereğinden fazla konuştum. | Open Subtitles | تكلمت مع (بيترسون) و ربما قلت أكثر مما يجب بي |
Görüyor musun ofisimde gereğinden fazla vakit geçiriyorsun. | Open Subtitles | أتري ، قدّ أمضيتِ وقتاً أكثر من اللاّزم بمكتبي. |
Ama işler gereğinden fazla kötü olduğunda aklımda gideceğim tek bir yer var. | Open Subtitles | .. لكن ان حالت الأمور إلى السوء كثيراً كان هناك مكان واحد في عقلي يمكنني الذهاب له |