O zaman gidip, onlarla konuşalım, ve hangisinin gerekçesi olduğunu öğrenelim. | Open Subtitles | لذا دعنا نذهب إلى هناك، ونتكلّم معهم لنعرف أيّهم يملك دافع |
Ethan benle birlikteydi ve zaten bilgisayarı çalması için hiçbir gerekçesi de yok. | Open Subtitles | حينما تم اقتحام المنزل و ليس لديه أي دافع ليسرق الحاسوب |
Her birinizin Anabella'yı öldürmesi için ya bir gerekçesi ya da bir fırsatı vardı. | Open Subtitles | كلّ واحدٍ منكم كان لديه إمّا دافع أو فرصة لقتلها. |
Tamam, elimizde kağıt bardak yok, ancak cinayet gerekçesi var. | Open Subtitles | لذلك نحن لا يوجد لديك كوب ورقة، ولكن لدينا الدافع. |
Büyük-büyükanneyi kazıp çıkarmak duyduğum en kötü cinayet gerekçesi değil. | Open Subtitles | أوه ، نبش جثة الجدة ليس الدافع الأكبر للقتل |
Sağlığa zararlı koşullar, hasta istismarı. gerekçesi bu muydu? | Open Subtitles | ظروف غير صحيّة، اعتداء على المرضى أكان هذا دافعها ؟ |
Buna herkes kadar gerekçesi var. Belki daha fazla. | Open Subtitles | لديها دوافع اكثر من اي شخص وربما هي الاكثر |
Bir gerekçesi varsa bulmak için uğraşıyoruz. | Open Subtitles | نحن نحاول تحديد إذا ما إذا كان هناك دافع معين |
Aslına bakarsanız, oturduğum yerden gördüğüm kadarı ile az önce bir gerekçesi olmadığını kanıtladı. | Open Subtitles | في الحقيقة ، برأيي لقد اثبت للتو بان ليس لديه دافع |
Yani ikisinin de cinayet için gerekçesi yok. | Open Subtitles | إذاً لا أحد منهم لديهم دافع للجريمة |
Bunu yapmak için bir gerekçesi ve imkânı olan biri. | Open Subtitles | شخص لديه دافع قوي، ويستطيع الولوج. |
gerekçesi zayıf ama bir nedeni yok. | Open Subtitles | حجة غيابها ضعيفة لكن ليس لديها أيّ دافع |
Dün geceki bombalamanın gerekçesi hakkında bir fikrimiz var mı? | Open Subtitles | -أيّ فكرة عن دافع التفجير الليلة الماضية؟ |
Yani gerekçesi var, şahidi yok. | Open Subtitles | إذاً له دافع ولا يملك عذر غياب. |
Orada çalışan neredeyse herkesin bir gerekçesi olmuş olabilir. | Open Subtitles | تقريبا كل من يعمل هناك سيكون لديه نفس الدافع |
- gerekçesi olan tek kişi Başkan West miydi? | Open Subtitles | حسنا , هل كان العمدة ويست الوحيد بوجود الدافع ؟ |
- gerekçesi olan tek kişi Başkan West miydi? | Open Subtitles | الدافع بوجود الوحيد ويست العمدة كان هل , حسنا |
Ama yeteri kadar gerekçesi varsa. | Open Subtitles | لا ولكن اذا كان عنده الدافع الكافي .. بالطبع |
O ikisini, bu olaya karıştırma gerekçesi ne? Önemli değil. | Open Subtitles | ماذا كان دافعها لتوريط كليهما ؟ |
Pengelley'in onu öldürmesi için üç gerekçesi vardı: Para. | Open Subtitles | "بينغيللي" لديه ثلاث دوافع للقتل المال |
Bu eline bir cinayet gerekçesi verirdi, değil mi? | Open Subtitles | ذلك من شأنه أن يمنحك دافعاً للقتل، أليس كذلك؟ |
John'un gerekçesi şuydu: Diğerleriyle aynı notu almak için diğerlerinden daha çok çalışıyorken nasıl başarılı olabilirdi? | TED | تبرير جون كان بسيط جدًا: كيف له أن يكون ناجحًا عندما يبذل جهدًا أكبر مما يبذله غيره فقط ليحرز نفس النتائج؟ |