| Hayır, hazır olmamız gerekiyor, paramızın olması gerekiyor, bilginin ne anlama geldiğini bilmemiz gerekiyor, ve yıldırım hızıyla hareket etmek zorundayız. | Open Subtitles | كلاّ، يجب أن نكون جاهزين ، ويجب أن نُعدّ النقود ويجب أن نعرف ما تعنيه تلك المعلومة ويجب أن نتحرّك بسرعة |
| Sonra iyi bir biyomedikal yapıştırıcı için diğer gereksinimler şunlar: Tabii ki kuvvetlice yapışması gerekiyor ve zehirli olmamalı. | TED | المتطلبات الأخرى نحتاج إلى لاصق طبي حيوي جيد: نحتاج أن يرتبط بقوة، بالطبع، ويجب ألا يكون سامًا. |
| Bak, benim işe gitmem gerekiyor, ve sende yeni bir daire için bakınmaya başlamalısın. | Open Subtitles | اسمعي، يجب أن أذهب للعمل .. ويجب أن تبدأي بالبحث عن شقّة جديدة |
| Başkanın kontrollü olması gerekiyor, ve senin de. | Open Subtitles | الرئيس يجب أن يكون متحكماً ويجب عليكِ ذلك أيضاً |
| Bu gece babasıyla kalması gerekiyor ve ben de 5:30 gibi üniversitede olmalıyım... | Open Subtitles | من المفترض أن يبقى الليلة عند أبيه ويجب عليّ أن أكون في المدرسة الجديدة حوالي 5: 30 |
| Baş nedime olarak erken gitmem gerekiyor ve gitmeden önce fotoğraf çekilelim diyorum. | Open Subtitles | انا وصيفة العروس ويجب ان اكون هناك باكراً وانا اريد ان التقط صورة قبل ان نذهب |
| Bir karar vermemiz gerekiyor ve bunu da hemen yapmamız lazım. | Open Subtitles | أنا وأنتِ لدينا قرار نقوم به ويجب أن يكون الآن |
| Sigara içmemesi gerekiyor, ve de düzgün beslenmesi. | Open Subtitles | إنّه ممنوعٌ من التدخين ، ويجب أن يأكل طعاماً صحياً |
| Birinin onu bu davayı bırakması için ikna etmesi gerekiyor, ve güvenebileceğim bir avukat olmalı, fakat aynı zamanda onun seviyesine yakın biri olmalı, yoksa saldırıya uğradığını hissedecek. | Open Subtitles | شخص ما يجب أن يقنعها أن تترك الأمر, ويجب أن يكون محامياً أثق به, ولكن يجب أيضاً أن يكون شخص في مستوى قريب منها, |
| Sınırların yaratıcılığı nasıl arttıracağına dair son örneğim yeşilden geliyor, çünkü bu garip bir renk, çılgınca bir renk ve neticede yeşil ekranları değiştirmeniz gerekiyor ve bunu nasıl yapacağınızı eninde sonunda çözmeniz gerekiyor. | TED | و مثالي الأخير لكيف القيود بإمكانها تعزيز الإبداع يأتي من الأخضر، لأن هذا لون غريب، لون مجنون، وأنت بحاجة إلى استبدال الشاشات الخضراء في نهاية المطاف ويجب معرفة ذلك عاجلاً وليس آجلاً. |
| Ve burada robotlar, cerraha yardımcı olabiliyorlar, çünkü küçük delikler ve sabit aletler kullanarak vücudun içine girmeleri gerekiyor ve bu aletlerin çok belirsiz bir ortamda çok hassas yapılarla etkileşime girmesi gerekiyor ve bunun güvenle yapılması lazım. | TED | هنا يكون الروبوت مساعدًا للجراح، لأنه يدخل إلى الجسد باستخدام فتحات صغيرة وأدوات مباشرة، هذه الأدوات تتعامل مع بنيات رقيقة للغاية في بيئة غير موثوقة، ويجب فعل ذلك بأمان. |
| Hikâye şunu söylüyor, ah, olup biten şey ekonominin küreselleşmesi, politikanın liberalleşmesi ve bu ikisinin karışımı dünyada cenneti yaratacak ve ekonomiyi küreselleştirmeye, politik sistemi liberalleştirmeye devam etmemiz gerekiyor ve her şey muhteşem olacak. | TED | والحكاية تقول أن ما يجري الآن أن الاقتصاد سيتم عولمته والسياسة اصبحت أكثر ليبرالية والجمع بينهما سيحول الأرض الى نعيم ويجب أن نستمر في عولمة الإقتصاد وجعل النظام السياسي أكثر ليبرالية وكل شيء سيكون رائع. |
| Korunması gerekiyor ve bunu ben yapabilirim. | Open Subtitles | ويجب ان تحمى وانا من يمكنه القيام بذلك |
| Yarın sabah, hastaneye gitmem gerekiyor... ve kesmeleri gerekiyor-- oh, kahretsin. | Open Subtitles | غداً صباحاً يجب أن أذهب ...إلى المستشفى .. ويجب أن يستأصلوا ...تباً |
| Ölmem gerekiyor ve yanımda omurgayı da götürmem gerekiyor. | Open Subtitles | يجب ان اموت ويجب ان آخذ العمود معي |
| Kolonoskopi olmam gerekiyor ve haftaya çarşamba olmalı. | Open Subtitles | "انا اريد عملية"فحص القولون بالمنظار ويجب ان تكون الاربعاء القادم |