Ama halkı nasıl bunun çalışması için gerekli olan milyonlarca voltun güvenli olduğuna ikna edecekti? | TED | لكن كيف يمكنه إقناع الناس بأن ملايين الفولتات اللازمة لجعله يعمل كانت آمنة؟ |
Bu malzemeleri yenilemek veya geri dönüştürmek için gerekli olan ısı kesinlikle bunu ve dolayısıyla bunu yapmanın maliyetini belirlemekte. | TED | إن الحرارة اللازمة لإعادة تجديد أو إعادة استخدام هذه المواد تفرضُ بالتأكيد الطاقة والتكلفة اللاحقة للقيام بذلك. |
yavru hücrelere çekmek için gerekli olan mitotik iğnecikleri, zincirleri oluşturmasını engeller. Birkaç saat boyunca | TED | وتمنعهم من تكوين تلك السلاسل. وهذا الانقسام الفتيلي الذي هو ضروري لسحب المادة الوراثية في الخلايا الوليدة. |
Biz, gerekli olan şeyi yaptık, köylüler de bunu anlayacaklar. | Open Subtitles | فعلنا ما هو ضروري والفلاحين يفهمون الضرورة. |
Bu tür bir analizi yapmak için gerekli olan ekipman yanımda yok. | Open Subtitles | حسنا ، أنا لا أحمل معى المعدات الضرورية لهذا النوع من التحليل |
Sadece bize gerekli olan yeri işgal ediyorsunuz. | Open Subtitles | ـ لا شيء عدى أن نحتل المجال الذي نريده. |
Doğal olarak başarı için gerekli olan şeylerden biri performans. | TED | ومن الواضح أن أحد الأشياء التي نحتاجها للنجاح هو الأداء |
Eğer sol elin yolunu seçersem, gerekli olan gücü zamanın bir fonksiyonu olarak kaslarımdan birinde uygulayabilirim. | TED | إذا قمت باختيارالمسار المقابل لليد اليسرى، أستطيع حساب القوّة المطلوبة في أحد عضلاتي بوصفها دالة في الزمن. |
Kimyasal katalizörler aktifleşme enerjisini düşürerek çalışır, başka bir deyişle tepkimeyi başlatmak için gerekli olan enerjiyi düşürerek. | TED | بصورة أخرى يمكننا القول أن المواد المحفزة وظيفتها تقليل مستوى الطاقة اللازمة لإتمام التفاعل |
Bu bize Mars'ın yaşam için gerekli olan tüm unsurlara sahip olduğunu gösteriyor. | TED | حسنًا، يخبرنا هذا أن لدى المريخ كل المقومات اللازمة للحياة. |
Bu yüzden beyin bir sinyal yollasa bile kas hücresi kasılması için gerekli olan aksiyon potansiyelini gerçekleştiremez. | TED | لذلك حتى لو أرسل الدماغ إشارة، لا يمكن لخلية العضلات توليد الحركة اللازمة للانقباض. |
Kooperatifler, mekanik ve bir çiftliğin gelişmesi için gerekli olan tüm kadro için destek demek. | TED | وتوفير وسائل معاونة ووسائل تقنية، وكل أطقم الدعم اللازمة لانتعاش المزارع. |
Küçük ayarlamamızın avantajını kullandığım için kusura bakma ama ben gerekli olan şeyi yaptım. | Open Subtitles | آسف لإستغلال إتفاقنا الصغير لكني قمت بما هو ضروري |
Sende gerekli olan güç ve vahşilik yok. | Open Subtitles | أنت تفتقد للقوة والقسوة لفعل ما هو ضروري |
Başta pek itaatkar olmayacaklarından korkuyorum fakat gönüllüleri bize bağlamak için gerekli olan her şeyi yapacağım. | Open Subtitles | أخشى أنهم أقل انصياعاً الآن ولكننا سنفعل ما هو ضروري لتطويعهم |
Dürtü kontrolü ve yürütme fonksiyonu için gerekli olan prefrontal korteksi engelliyor, ki bu alan, öğrenme için kritik bir alandır. | TED | ويمنع قشرة الفصّ الجبهي الضرورية للسيطرة على الانفعالات والوظائف التنفيذية المنطقة الحساسة للتعلّم |
Ve en önemlisi, uçtan uca hatasız müşteri deneyimi ortaya koymak için gerekli olan işbirliği davranışlarını da güçlendirdiler. | TED | وبشكل أهم ، عززوا سلوكيات التعاون الضرورية لتوفير تجربة خدمة سلسلة للزبائن من البداية للنهاية. |
Bize gerekli olan yeri işgal ediyorsunuz. | Open Subtitles | ـ لا شيء عدى أن نحتل المجال الذي نريده. |
Bu değişimi başlatmamız için gerekli olan teknolojilerin çoğu zaten mevcut. | TED | أغلب التقنيات التي نحتاجها للشروع في هذا التغيير متواجدة اليوم بالفعل. |
Suyun kayalarla temas halinde olması yaşam için gerekli olan kimyasal enerjiyi ve kimyasal bileşikleri sağlayabilir. | TED | وهذا ظرف يمكن أن يوفر الطاقة الكيميائية والمكونات الكيميائية المطلوبة للمحافظة على الحياة |
İstihbarat teşkilatımızdan nükleer silah üretimi için gerekli olan alüminyum tüplerini alma girişiminde olduğu bilgisini aldık. | Open Subtitles | ومصادُرنا الإستخباراتية أخبرتنا بأنه سعى لشراء أنابيب ألمنيوم ذات مواصفات عالية مناسبةلتصنيعالأسلحةالنووية |
Daha oraya girmek için gerekli olan ceketi almaya paran yetmez. | Open Subtitles | حتى أنك لا تستطيع تحمّل ثمن السترة التي تلزمك لدخول ذلك المكان |
Ama bunların hiçbiri bizim için geçerli değil, çünkü Büyük Dümen için gerekli olan şey bizde yok... para. | Open Subtitles | لكن هذا لا يهم لأن الشيء الوحيد الذي نحتاجه لعملية النصب الطويلة ليس عندنا المال |
En iyi ve en parlak ibik tartışmaları çözmek için gerekli olan şey. | Open Subtitles | هو كل ما هو مطلوب لتسوية النزاع |
KÖTÜ İÇİN GEREKLİ OLAN TÜM ÖNGÖREN İYİDİR İNSANLAR ___ DADI YOKTUR | Open Subtitles | على الطيبين أن يردعون الشر بالسِلمية، أبيكِ |
Şimdi, Malta Şahininin taklidini yapabilmek için gerekli olan tüm yüzey bilgilerine sahiptim. | TED | إذاً الآن، حصلت على التَوَضُّع الذي أحتاجه لعمل نسخة طبق الأصل من الصقر المالطي. |