Belirli bir durumun gereklilikleri sunulduğunda kimse ne yapıp yapamayacağını kestiremez. | Open Subtitles | لا يمكن لأحد معرفة فيما إذا كانوا سيتصرفون أو لا يتصرفون في مواجهة متطلبات موقف معين |
İşin gereklilikleri akıllı, bilgili ve düşünceli olmaksa tüm söyleyebileceğim şimdiye kadar başarısız olmadığım. | Open Subtitles | لذا إن كان كوني ذكية و مطلعة و مراعية هي متطلبات الوظيفة هنا، كل ما يمكنني قوله هو أنني لم أفشل بعد |
"Hücre gereklilikleri yatak başı iki buçuk metrekare." Bunlar gerçekten hapishaneler. | Open Subtitles | " متطلبات الزنزانة هي ثماني اقدام مربعة للسرير " |
Bağımsız değerlendirici olarak görüşüm hasta Carrie Mathison'ın bugün salınması için tüm gereklilikleri karşıladığı. | Open Subtitles | وحسب رأيي كمقيّم مستقل (أنّ المريضة (كاري ماتيسون لديها كل متطلبات الخروج اليوم |