Karşılık vermen gerekmediğini bilmeni istiyorum. | Open Subtitles | أريدك أن تعلم أنك لست مضطراً لأن تقولها لي. |
Kendim olmam gerekmediğini? | Open Subtitles | و إنني لم أكن مضطراً لتقبل حقيقتي ؟ |
Ne yapıyorsun? Bunu yapman gerekmediğini söyledim ya. | Open Subtitles | قلت أنك لست مضطراً |
Büyüyünce böyle olması gerekmediğini fark ettim. | Open Subtitles | لكن عندما نضجت ، اكتشفت أن الأمور لا يجب أن تسير هكذا |
Böyle olması gerekmediğini biliyorsun! | Open Subtitles | تعرف أن الأمور لا يجب أن ! تكون بهذه الطريقة |
Söyle ona yemek yapmasına gerek yok. Booth yemek yapman gerekmediğini söylüyor. | Open Subtitles | بوث) يقول بأنك لست) مضطراً أن تُعد عشاءً |