Sabun eklendiğinde gerçekleşen sabun molekülünün suyun yüzey gerginliğini azaltması, böylece daha elastik bir hâl alıyor ve baloncuk oluşması kolaylaşıyor. | TED | الآن مع إضافة الصابون، ما يحدث هو أن جُزيء الصابون يخفف التوتر السطحي للماء، فيجعله أكثر مرونة وأكثر قابلية لتكوين الفقاقيع. |
Çok büyük olasılıkla bir sonraki oyun sahnesinin duygusal gerginliğini arttırmak için zayıf mekanik bir hamle. | Open Subtitles | ..هذا ربما راجع ..لمحاولة سخيفة من أجل .زيادة التوتر العاطفي في المستوى القادم للعبة |
Gevşe, çalış. gerginliğini çalışarak atlat. | Open Subtitles | للتدريب أو لتمرين العضلات أو تفعل شئ حيال التوتر |
Sıcak güneşin seni ısıttığını hisset tüm gerginliğini aldığını. | Open Subtitles | تشعر بالشمس الحارقة على وجهك ينزع التوتر منك |
gerginliğini atman lazım Tony. Rahat ol. | Open Subtitles | يمكنك ان تستفيد قليلا من كسر التوتر توني.. |
Her nefes verişin, gerginliğini azaltıyor, her nefes alışın pozitif enerji sağlıyor. | Open Subtitles | و مع كل زفير التوتر يذهب بعيدا و كل شهيق يجلب طاقة ايجابية |
İnsanın gerginliğini alıyor, değil mi? | Open Subtitles | يزيح التوتر بعيداً, أليس كذلك؟ |
tamam, rutine konsantre ol ve gerginliğini unut. | Open Subtitles | حسناً، ركّزوا على النظام وستنسون التوتر |
gerginliğini alabilir. Ne dersin? | Open Subtitles | ربما سيزيل التوتر هل لديك مانع ؟ |
Sadece onun gerginliğini alıyorum. | Open Subtitles | أنا فقط أزيل عنه التوتر حقاً ؟ |
gerginliğini gidereceğim. | Open Subtitles | إزالة التوتر |