Kendimi ve anneni öldürmek Christie'yi geri getirecek olsaydı ikimizin boğazını da düşünmeden keserdim. | Open Subtitles | لو كان قتل نفسي وأمك سيعيد كريستي, لكنت قطعت حناجرنا. |
Bu kanıt annem ile kız kardeşimi geri getirecek mi? | Open Subtitles | هل هذا الدليل الجديد سيعيد أمي وأختي؟ |
Geriye devir kilidi makineyi seyahatin bitiminden sonra başlangıç anına geri getirecek. | Open Subtitles | عكس دوران القفل يعيد الآلة إلى وقت البداية ...بعد الانتهاء من الرحلة |
Sınıfa dedim ki hepimiz gözlerimiz kapatacağız kalemi alan kişi geri getirecek. | Open Subtitles | وكذلك قلت في الصف سنغلق أعيننا والشخص الذي أخذ القلم رجاءً أن يعيده |
Babamı hemen geri getirecek, sonra da ordunu alıp Kuzey'e geri döneceksin. | Open Subtitles | , أنت ستعيد والدي ثم أنت وقواتك ستعودون إلى الشمال |
Michael'ı infaz etmek ne kimseyi geri getirecek ne de başka bir şeyi engelleyecektir. | Open Subtitles | ,أعرف ,[أنه و بإعدام [مايكل ,لا أعتقد قد يساعد على إرجاع أي أحد منهم .و لا أعتقد أنه سيردع شيئا |
Ama şanslıysak, Tanrı, bizi eve geri getirecek birini yolluyor. | Open Subtitles | لكن إذا جائنا الحظ سيرسل لنا الله شخص يعيدنا للبيت |
İntikam oğlunu sana geri getirecek mi? | Open Subtitles | هل سيعيد الثأر اليك ابنك ؟ |
İntikam oğlunu sana geri getirecek mi? | Open Subtitles | هل سيعيد الثأر اليك ابنك ؟ |
Maggie'yi geri getirecek olsa hepsini feda ederdim. | Open Subtitles | سأتخلى عن كل هذا في ثانية لو أنه سيعيد (ماغي) الينا. |
İntikam oğlunu sana geri getirecek mi? | Open Subtitles | هل سيعيد الثأر اليك ابنك ؟ |
Kızları geri getirecek en güçlü büyücü o. | Open Subtitles | إنه الشخص الوحيد الذي بأستطاعته أن يعيد الفتيات إلى الحياة. |
Oğlunu geri getirecek hiçbir şey yok. | Open Subtitles | لأنه ليس هناك أيّ شيء .سوف يعيد لك ابنك |
Peter'ı en kısa sürede tek parça geri getirecek bir rakam. | Open Subtitles | أي رقم دولارِ يعيد لنا (بيتر)ِ كقطعةِ واحدة بِأسرع ما يمكن |
Barry'i konuşmak geri getirecek sanki. | Open Subtitles | لا يبدو ان الحديث عن (بارى) سوف يعيده مجددا |
Hugo onu bulacak. İzini sürüp geri getirecek. | Open Subtitles | (هيوغو) سيجده، سيتقفّى أثره و يعيده |
Barış şarkısı şamanımızı geri getirecek. | Open Subtitles | هذه الأغنية المسّالمة ستعيد لنا شامان قبيلتنا |
Oğlunu geri getirecek hiçbir şey yok. | Open Subtitles | لأنّه لا يوجد شيء يمكنه إرجاع إبنك إليك |
Ama şanslıysak, Tanrı, bizi eve geri getirecek birini yolluyor. | Open Subtitles | في بعض الأحيان نضل الطريق و لكن إذا كنا محظوظين يرسل الله أحداً لكي يعيدنا إلى المنزل |
Tanrı bize onu geri getirecek. | Open Subtitles | الآله سيرجعها لنا مرة أخرى |
Hiçbir şey yapamam, onları geri getirecek. | Open Subtitles | لا شيء يمكن أن أعمله سيعيدهم |